Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

İstifaların kalıcılığı açısından da dün dündür bugün bugündür

CHP'nin müstafi Genel Başkanı Deniz Baykal'ın istifasını açıklarken yaptığı konuşma, hem "Ayıplı kaset" konusuna bir ışık tutmadı, hem de CHP içindeki iktidar kavgasına dönük yeni sorulara yol açtı.
Bu kasetin sekiz yıllık olduğu falan yazılıp çizilmiş ve genel olarak bu değerlendirme kamuoyunca benimsenmişti.
Oysa Baykal bu kasetin yeni olduğunu söyledi.
Ben ilke olarak bu kasetin yok sayılmasından yanaydım ve bu kasetin Baykal'a karşı kullanılmasının hem ahlaki hem de hukuki açıdan doğru olmadığını savunanlardandım.
Ama madem Baykal bu kaseti vesile edip Genel Başkanlık'tan istifaya kadar işi taşıdı, bu durumda kasetin düzmece ya da gerçek olduğu da bilinmek durumundadır.
Yani CHP Genel Başkanı dün "Ben partimin bir kadın milletvekili ile birlikte hiç olmadım. Bu kaset montajdır" deseydi, hem istifasına gerek kalmazdı, hem de bu kasetin düzmece olduğu anlaşılırdı.
Şimdi gözlerin kasette görüntüleri bulunduğu iddia edilen CHP'li kadın milletvekiline de dönmesi gerekiyor.
O görüntülerin komplo olduğu iddiası genel kabul görmüşken ve bu olay yine de Baykal'ı istifaya sürüklemişken, acaba CHP'li kadın milletvekili istifayı düşünmeyecek midir?

Taktik mi stratejik mi?

Baykal'ın istifasına dönük bir soru da şu şekilde olabilir:
- Bu istifa iki hafta sonraki Kurultay'a kadar olan süreci kapsayacak bir "Taktik istifa" mı yoksa "Kalıcı bir istifa" mıdır?
Bütün bu iddialar ve suçlamalar arasında hangi CHP'li ortaya çıkıp "Ben Genel Başkan adayıyım" diyebilecektir önümüzdeki iki hafta zarfında?
Bu açıdan CHP sözcülerinin "Baykal Kurultay'da aday olmayacak" içerikli açıklaması, fazla bir anlam taşımıyor.
Baykal'ın kendisi dünkü açıklamasında "Artık benim için CHP Genel başkanlığı bitmiştir" deseydi bile bu da fazla anlam taşımazdı.
Ağlayan, sızlayan delegelerin çağrıları ve "Sensiz olmaz" içerikli çağrıları gündeme geldiğinde, bütün bu tür açıklamalar bir anda buharlaşır.
Baykal'ın dün kaset komplosu konusunda iktidarı suçlarken "ABD'den, Pennsylvania'dan aldığım üzüntü mesajlarının samimiyetine de inanıyorum" diyerek Gülen cemaatine teşekkür göndermesi de herhalde değerlendirilmelidir.

Samimiyet testi yapmış
Çünkü biliyoruz ki bazı hükümet üyeleri de ve mesela Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek de Baykal'ı arayıp, kaset komplosunu kınayan mesajlar vermişti.
Ama demek ki Baykal bu mesajı Pennsylvania'nın mesajları kadar samimi bulmamıştır.
Bir de bu krizli dönemde Baykal'ı hiç aramayanlar var.
Örneğin Kemal Kılıçdaroğlu'nun Baykal'ı hiç aramadığı ve "Geçmiş olsun, yanındayız" demediği de dün televizyon haberlerinde seslendiriliyordu.
Neyse...
Bilelim ki siyaset sahnesindeki bu düzeyde istifalar ilk değildir.
Örneğin genel seçimde CHP barajın altında kalınca Baykal "Yenilginin sorumlusu ben değilim" demiş ve 22 Nisan 1999'da CHP Genel Başkanlığı'ndan o zaman da istifa etmişti.
Ama daha sonra 2000 yılında 30 Eylül'de toplanan CHP'nin 11'inci Olağanüstü Kurultayı'nda Deniz Baykal Genel Başkanlığa yeniden seçilmişti.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA