Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

"Eski hamam eski tas" söylemi laf ü güzaftır...

Değişim rüzgarı son dönemde fırtına şiddetiyle esiyor. Tarihteki çağ değişimleri binlerce yılda gerçekleşirdi.
Düşünün ki The New York Times'ın bir haftalık koleksiyonunda, insanlığın Yeni Çağ'ın sonuna kadar sahip olduğu bilgilerden daha fazla bilgi varmış. Düşünün ki Gutenberg öncesi dünyada yaşadığı için, Fatih Sultan Mehmet beş dil bilmesine rağmen hiç "Basılı kitap" görmedi.
Düşünün ki cihana hükmeden Kanuni Sultan Süleyman Amerika yeni keşfedildiği için, bu kıtadan Avrupa'ya gelecek olan domatesi de, patatesi de sofrasında hiç görmemişti.
Ve düşünün ki 80 yıldır İngilizce bilenlerin her hafta okumaya alışık oldukları "Newsweek" artık, sadece internet dergisi olarak yayınlanıyor. Baskı ve dağıtım masraflarının altından kalkamamışlar yayıncılar.
"Analog dünya"dan "Dijital dünya"ya geçişimizin bundan somut kanıtı, belki de "Akıllı telefonlar"a yapışık yaşamımız olabilir.

1000 yıl sürecekti
Değişimin hızını hissetmek için "Güncel"in ne kadar süratle eskidiğine bakabilirsiniz.
Bazılarının "1000 yıl sürecek" dedikleri "28 Şubat post-modern darbesi dönemi"nin 15 yıl bile geçmeden bugün yargı önünde olduğunu bir düşünün...
1950'li yıllarda bir meczup adam, orta okullarda öğrencilerin kullandığı "Coğrafya Atlası"nı Ankara'daki Sovyet Büyükelçiliğinin duvarından içeriye attığı için casus olduğu iddiasıyla yargılanmış ve idam edilmişti.
Ama darbeleri yapanlar Talat Aydemir dışında yargı önüne hiç gelmezlerdi.
Bir "Dersim"deki "Kürt Sorunu"na ilişkin çözüm modelini hatırlayın, bir de "Oslo Görüşmeleri"ni düşünün.

Hilton'un berberi
Değişimin çapını ve hızını herkes kendi yaşamındaki yansımalarla da hissedebilir.
Hürriyet gazetesinin eski sahibi Erol Simavi'nin sahip olduğu ayrıcalıklardan biri, Hilton'un sosyete kuaförü Mehmet'in (Önal) kasasında oturup, müşterilerin hesaplarını almasıydı. Gazetede çalışan hanımlar Hürriyet binasında görmedikleri patronlarına berberin kasasında rastlarlardı.
Geçen haftalarda Taha Akyol'un oğlu Mustafa Akyol'un düğünü için Hilton'daydım. Orada değişimin bizim mesleğin aktörlerinin yaşamlarına yansımasındaki çarpıcılığa takıldım.
Benim gazetecilik yıllarımın ilk döneminde Hürriyet'in eski sahibi Erol Simavi için Hilton'daki berberin kasasında oturup hesap almak bir ayrıcalıktı.
Bugün ise Hürriyet'in şimdiki sahibi Aydın Doğan Hilton'u satın alabildi.
Acaba Erol Simavi böyle bir şeyi hayal edebilir miydi?

Farklı bir dünya
Kısacası değişimle birlikte her şeyin çapı da büyüyor, her şey hızlanıyor. Vehbi Koç'a "Neden bankanız yok" diye sorduğumda "İş Bankası var ya, o cemaatin, yani herkesin bankası. Hepimize yetiyor" demişti.
Değişim öylesine geldi ki, sonunda herkesin bir bankası, bir gazetesi, bir televizyon kanalı olması noktasına dayanmadı mı gelişmeler? Siz istediğiniz kadar "Eski hamam eski tas" diye bakın dünyaya, değişim öylesine çarpıcı ki...
"Zaman Nehri"nde sürüklenen ağaç dallarından farkımız yok.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA