Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Türkiye'nin sorunları Çinlilerin umurunda değildir

Dünya o kadar büyük ve farklılıklarla dolu ki...
Mesela bugün Çinlilerin yeni yılının ilk günü... Bugün "Ejderha Yılı" bitiyor, "Yılan Yılı" başlıyormuş.
Çinliler için ümitlerle dolu bir yıl olacakmış bu Yılan Yılı. Çünkü Çin kültüründe "Yılan" zekâyı, bilgeliği, onuru, güzelliği simgelermiş. Bir Türk için yılanın bu anlamları ifade etmesi mümkün mü? Bir de "Sayılar"ın gündeme getirdiği farklılıklar var.
Örneğin 200 milyon Çinli aileleri ile birlikte olmak için bugün yollarda bulunacakmış. Yılbaşı tatilini yurt dışında geçirmeyi planlayan 25 milyon Çinli yüzünden Güney Asya'daki tatil mekânlarındaki otellerde yer kalmamış. Türkiye'yi yönetmeyi dünyanın en zor işi olarak sunan siyasetçilerimiz, toplumumuzdaki farklılıkları abartmazlar mı çoğunlukla?

Minik bir ülke
Bir Türk siyasetçisi Çinli meslektaşına Türkiye'deki nüfus artışından ve hızlı kentleşmeden yakınınca, Çinli "Nüfusunuz ne kadar" diye sormuş... Türk siyasetçisi "70 milyonu geçtik" deyince Çinli gülmüş,
-Herhalde bütün Türkler birbirlerini isimleriyle tanıyordur. Böyle minik bir ülkeyi yönetmek çok kolay olmalı, demiş.
Gerçekten de yaşadıkları ülkeyi dünyanın merkezi ve karşılaşılan sorunları dünyanın en zor problemleri olarak görenlerin, arada bir Çin'i veya Hindistan'ı düşünmeleri ve sayı ile kendilerine gelmeleri gerekiyor. Ve bu kendine gelme sürecinde, kendisi gibi düşünmeyen, kendisi gibi olmayan veya kendisinden farklı inanca sahip olanları "Ötekiler" gibi görmenin anlamsızlığını düşünmeleri gerekiyor.

Tahammülsüz toplumlar
İçinde bulunduğumuz coğrafyadaki komşularımızda her gün bombalar patlıyor, insanlar katlediliyor. Bunlar Irak'tan, Suriye'den gelen günlük haberlerin alışılmış konuları değil mi?
Bu haberlerin özünde de, farklı olanların birbirlerine tahammül edememeleri var.
Önceki akşam Müzeyyen Senar'ın sesinden Neşet Ertaş'ın bize kazandırdığı Nesimi'nin "Haydar Haydar"ını dinliyordum...
"Ben melamet hırkasını kendim giydim eynime/ Ar u namus şişesini taşa çaldım kime ne/ Gah çıkarım gök yüzüne seyrederim alemi/ Gah inerim yer yüzüne seyreder alem beni/ Sofular haram demişler bu aşkın badesine/ Ben doldurur ben içerim günah benim kime ne/ Kah giderim medreseye ders okurum hak için/ Kah giderim meygedeye dem çekerim aşk için/ Nesimi'ye sormuşlar yarin ile hoş musun/ Hoş olayım, olmayayım o yar benim kime ne"

Umurlarında değil
Düşünün ki Nesimi bunları yaşadığı çağın bağnazlarına karşı söylemiş.
Ve 21'inci yüzyılda bu coğrafyada kendisi gibi olmayanları yok etmeyi doğal görenler hâlâ var. Bereket biz Türkiye'de bu dönemi "Laiklik" ile aşmayı başardık.
Şimdi laiklik ile demokrasiyi kaynaştırma sürecinde değil miyiz?
Ama bütün bunlar 1.2 milyar Çinlinin umurunda değil.
Onlar şimdi "Yılan Yılı"na girmenin heyecanını yaşıyorlar....

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA