Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

"Sihirli formül" her zaman aynı sonucu vermez ki...

Nasrettin Hoca'ya sormuşlar,
- Cenaze cemaati mezarlığa doğru ilerlerken, tabutun sağında mı solunda mı durmak doğrudur?
Hoca gülerek cevap vermiş:
- Kardeşim, tabutun içinde olma da, nerede durursan dur!
Suriye Krizi'ni "Dışarıdan" tartışanların aklına "Suriyeli olsaydınız ne yapardınız" sorusu gelmiyor.
Başbakan Erdoğan'la birlikte medya mensuplarının karşısına çıkan ABD Başkanı Obama, Esad'ın gitmesi konusunda Erdoğan'la aynı görüşte olduğunu söyledikten sonra ekledi,
- Ama elimde sihirli bir formül yok...
Bu "Sihirli Formül"ün değişen durumlarda nasıl ortaya çıktığını ve nasıl kullanıldığını defalarca görmedik mi? Irak'ta Saddam'a, Afganistan'da Taliban'a, Libya'da Kaddafi'ye karşı "Sihirli Formül" kullanılmadı mı? Veya Yugoslavya'daki soykırım sihirli formülle durdurulmadı mı?

Sonuç hep aynı değil

Aynı şekilde Sovyetler Birliği de önce Macaristan'a sonra da Çekoslovakya'ya "Sihirli Formül"le müdahale etmedi mi?
Ne var ki bu sihirli formül her durumda aynı sonucu vermiyor.
Sonuçta ne Sovyetler Birliği kaldı, ne de Demir Perde var artık.
Macaristan da, Çekoslovakya da (Çekler ve Slovaklar) Avrupa Birliği üyeleri şimdi.
Örneğin 2'nci Dünya Savaşı'nda Amerika'nın Japonya'yı pes ettirmek için uyguladığı sihirli formülün içeriğinde iki de atom bombası vardı. Japonya teslim olmakla kalmadı, Amerikanlaştı... Ama aynı Amerika'nın Vietnam'daki sihirli formülünde bulunan napalm bombaları işe yaramadı.
Kısacası Obama bugünün koşullarında "Sihirli Formül"ün Suriye'de de işe yaramayacağını düşünüyor.

Obama'nın gözlemleri

Haksız da değil... Çünkü Amerika'nın sihirli formülünü uyguladığı bugünün Irak'ı, eskisinden daha büyük ikilemlerin içinde... Amerikan basını Amerika'nın ürettiği Maliki'ye dönük eleştirilerle dolu şimdi... Aynı durum Afganistan'ın Karzai'si için de geçerli.
Aslında Suriye benzeri ülkelerin despotları süper olmayan devletlerin sahip olabilecekleri en etkili süper formülün "Çoğulcu demokrasi" olduğunu bir kabullenebilseler...
Her an devrilmeyi ve hatta linç edilmeyi beklemek yerine, çolukları çocukları ile ülkelerinde güvenli yaşayabilmenin de mümkün olduğunu düşünseler...
Bütün bu düşünce çeşitlemelerinin arasında "Peki ya Suriye vatandaşı olsaydınız ne yapardınız" sorusu kimsenin aklına gelmiyor.

Aptallığa paydos

Her gün bombalanmak ya da öldürülmekten kurtulmak için göçmen olmak gibi almaşıklar var Suriye vatandaşlarının önünde. Çocuğunun cesedini taşıyan bir Suriyeli anne veya baba için, Esad'ı Putin'in tutması veya Obama'nın Esad'a karşı olması neyi değiştirir ki?
Türkiye'nin ve demokrasimizin kıymetini bilmeliyiz.
Bizim sihirli formülümüz "Demokrasi"dir, "Çoğulculuk"tur, "Barış"tır.
Bahtsız komşumuz Suriye'nin neresinde duracağımızı tartışırken, Suriye'de olmamanın anlamını görmezden gelmeyelim.
Hele hele, aptalca hırslarla "Bizim Suriye'den ne farkımız var" benzeri saçmalıkları ne içeride ne de dışarıda asla seslendirmeyelim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA