Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Bu kadar demokratikleşme yeter mi muhterem?

O zamanlar "Darülbedayi" diye bilinen İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları sanatçılarından bir grup, Kurtuluş Savaşı zaferinin ertesinde Atatürk'ü ziyaret etmişler. "Bize talimatınız nedir" diye sormuşlar. Atatürk de İstanbullu sanatçılara "Şarka gidin" cevabını vermiş.
Atatürk'ten "Doğu'ya gidin" talimatını alan sanatçılar, Karadeniz'de sefer yapan bir yolcu vapuruna binmişler. Vapur Trabzon'da durunca inmişler. Bir postaneye gitmişler.
Atatürk'e bir telgraf çekip "Şimdi Trabzon'dayız...
Bu kadar şark yeterli mi Paşam
" diye sormuşlar.
Bu anlattığım olay bir şehir efsanesi olabilir. Uzun yıllar önce o grupta bulunduğunu söyleyen bir rahmetli sanatçı anlatmıştı bunları bana... "Soyut" ile "Somut" arasında kalmışlığımızı yansıtması açısından sanatçıların Trabzon'dan Atatürk'e "Bu kadar Şark yeterli mi" diye sormaları, düşünce ve siyaset dünyamıza ışık tutabilir.

Diktatör Erdoğan

Mesela bugün birileri "Tayyip Erdoğan diktatör oldu" veya "Erdoğan demokrasiden ayrıldı" falan demiyorlar mı?
Diyelim ki özgürlükçü, laik, liberal demokrasiden yana olduklarını söyleyen ve Başbakan Erdoğan'ı diktatör olmakla suçlayan aydınlarımızdan bir grup, Pennsylvania'da Fethullah Gülen'i ziyaret ediyorlar ve "Bize talimatınız nedir" diye soruyorlar.
O da "Bakın AK Parti iki yıldır demokrasi yolundan çıktı. Sizler demokratikleşmek için teklifler önerin...
Bunları kamuoyuna açıklayıp, Büyük Ağabey'i köşeye sıkıştırın
" diye bizim özgür, özerk ve bağımsız aydınlarımıza talimat verse... Ve bunlar yavru vatan Pennsylvania'dan anavatan Türkiye'ye döndükten sonra şöyle bir "Demokratikleşme Paketi" açıklasalar...

Ama ne paket!

Özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitimin önü açılmalıdır.
Kamuda başörtüsü serbestliği gelmeli başörtülü kadınlar da milletvekili olabilmelidir.
Seçim barajıyla ilgili çeşitli alternatifler tartışmaya açılmalı ve tüm siyasi partilere devlet yardımı genişlemelidir.
Nefret, ayrımcılık, yaşam tarzına müdahale gibi fiiller suç olarak kabul edilmelidir.
Kullanılması yasak olan harflerin kullanımı serbest bırakılmalıdır.
Yerleşim birimleri eski adlarını alabilmelidir.
Azınlık vakıflarına ait olan Mor Gabriel Manastırı benzeri araziler vakıflara iade edilmelidir.
Şırnak Havaalanı'na Kürt siyasetinin önemli ismi Şerafettin Elçi'nin adı verilmelidir.
Darbecilere hukuki zemin oluşturan TSK İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesi değiştirilmelidir.

Bunlar yeter mi?

Gülen'den talimat alan bu aydınlar yukarıdaki maddeleri içeren bir "Demokratikleşme Paketi"ni hazırlayıp kamuoyuna açıklasalardı ve sonra da Gülen'e bir e-mail gönderip "Bu kadar demokratikleşme yeter mi Muhterem" diye sorsalardı...
Acaba Gülen "Bunlar Başbakan Erdoğan'ın 30 Eylül 2013'te açıkladığı Demokratikleşme Paketi'nde zaten var" demek yürekliliğini gösterir miydi?
Akşam'da Murat Kelkitlioğlu, son dönemde demokratikleşme sürecine eklenmesi gereken diğer gelişmeleri de şöyle sıralamış... 8 Mayıs 2013'te PKK'nın silahlı unsurlarının çekilmeye başlaması/ Çözüm süreciyle birlikte 9 aydır tek bir şehit haberinin gelmemesi/ Diyarbakır'daki tarihi buluşma. Kürt sanatçı Şivan Perwer'in tam 38 yıl aradan sonra ülkesine geri dönmesi.
"Türkiye demokrasiden sapıyor" diyen Erdoğan takıntılı aydınlara "Beddualar acaba sadece sizin görme ve düşünme yeteneklerinizi mi vurdu" diye sormak gerekmiyor mu?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA