Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

'Tayyip Erdoğan olmasın da ne olursa olsun' mu?

Türkiye'nin Batısıyla Doğusunu karıştırmak ve halkın seçimi ile yönetimin belirlendiği demokratik sistemi sabote etmek için eylem koyan, çarpık algı üreten, düşünce yerine hakareti yeğ tutan ve terörden bile medet uman marjinal azınlığın yarına dönük bir planlarının bulunmadığı kesin...
Çünkü ortada "Tayyip Erdoğan Takıntısı"ndan başka bir söylem yok... Bunlar ne "Dar bölgeli seçim sistemi isteriz" diyorlar, ne "Bizim için çözüm federatif sistemdir" diyebiliyorlar... Yeni bir Anayasa yapımına dönük veya devlet içinde devlet benzeri örgütlenmelerle ilgili bir söylemleri de yok. Bunları "Barış açılımı" da ilgilendirmiyor, Aleviliğin devlet tarafından diğer inançlarla eşit konuma sahip olması da, bunların fazla ilgisini çekmiyor...
"Tayyip Erdoğan olmasın da ne olursa olsun" çizgisi bir siyasi oluşuma yeter mi? Ama bunlar az gelişmiş beyinlere sahip oldukları ve vücut salgılarıyla beyinlerini değil egolarını takviye ettikleri için, bunu yeter sanıyorlar...

Korkunç senaryolar

Oysa gerçekten gelişmiş ülkelerin bu gelişmişliği Türkiye gibi ülkelerin geleceğini yönlendirmek için kullanan beyinlerindeki planlar çok farklı... 2000'li yıllara gelirken bu gelişmişlerin Türkiye'ye dönük a, b, c planları ile ilgili hiçbir şey duymadınız mı?
Bu planlardan birinde PKK terörü kullanılarak Türklerin Kürtlere dönük öfkesinin toplumsal eylemlere dönüştürülmesi ve Batı kentlerinde Kürtlere karşı başlatılacak kitlesel şiddet eylemleri ile, Türkiye'nin tüm vatan sathında Yugoslavya'dakine benzer bir iç savaşa sürüklenmesi senaryosu bile vardı... Sonunda da Birleşmiş Milletler'in Barış Gücü ve Yugoslavya'da olduğu gibi NATO, Türkiye'deki iç savaşa müdahale edecekti.

AK Parti'nin büyük adımları

Abdullah Öcalan'ın 1999'da CİA tarafından Kenya'da yakalanıp Türkiye'ye iade edilmesi ile bu plan devreden kaldırıldı. Ama ne yazık ki o dönemdeki Türk siyaseti devletin Öcalan'la diyaloga girmesine müsait değildi... Zaten o dönemin siyasetçilerinin vasisi olan Derin Devlet, Kürtlerin varlığını kabulüne bile izin vermiyordu.
Kısacası geçen zaman ziyan edildi... Ancak AK Parti iktidarının son döneminde gerçekçiliğin benimsenmesi sayesinde Öcalan'ın PKK terörünün sona ermesini ve siyasetin silahların yerine geçmesini öneren mesajları Kürt toplumuna da duyurulabildi. Ayrıca yine AK Parti iktidarının gerçekleştirdiği Anayasa değişikliği ile Kürt seçmen tabanlı partilerin, Anayasa Mahkemesi tarafından musluk kapatılır gibi sürekli kapatılmaları da imkansız hale geldi. Askeri vesayet de sona erdirildiği için, bölücü teröre karşı siyasetle çıkmak artık mümkün hale gelmişti.

Tencere tava sesleri

Ne var ki Öcalan Türkiye'ye getirilirken Fethullah Gülen de aynı yıl "15 günlüğüne" Amerika'ya gidiyordu...
Bizdeki geri bıraktırılmış beyinleri ile siyaset ürettiklerini zanneden "Tayyip Erdoğan takıntılılar"ın bu gerçekleri görebilmeleri pek mümkün değil. Türkiye'yi ve dünyayı Taksim'deki Gezi Parkı'ndan ibaret sanıyorlar bunlar... Ne Suriye, ne Mısır, ne Ukrayna ilgilerini çekiyor bunların... Kafaları ile birbirlerine tokuşsalar sadece tencere tava sesi çıkar zaten...
Tayyip Erdoğan cesareti ve çalışkanlığı ile Türkiye'de çok şeyi değiştirdi... Ama bu bir avuç insanın beyinlerini değiştirmek pek mümkün değil.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA