Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Einstein bile Türkiye'yi anlamakta zorlanırdı

Müteveffa Fransız devlet adamı Charles de Gaulle zamanında "246 çeşit peyniri olan bir ülkeyi kim nasıl yönetebilir" diyerek ülkesinde hükümet olmanın zorluğunu vurgulamıştı. De Gaulle bugün hayatta olup bizim gazeteleri okusaydı ve televizyonlardaki tartışmaları izleseydi, herhalde ülke- sindeki peynir sayısını bir kenara koyardı...
"Türkiye dünyada yönetilmesi en zor ülkedir" derdi.
Olayların ve tartışma konularının içine biraz daha girseydi ve Türkiye'yi daha derinine anlamaya çalışsaydı "Benim beynim bu kadar tutarsızlığı kaldıramaz" diyerek bu çabasına son verirdi.
Aslında bizim beyinlerimizin de anlamakta zorlandığı durumlar yok mu sosyo- politik yaşamımızda? Mesela şu "Pensilvanya Örgütü"nün direnişi ve kadrolu elemanları ile sürdürdükleri algı çarpıtma operasyonları, sizi şaşırtmıyor mu?

Gülen ve Netanyahu

Kendilerini dini cemaat mensubu olarak sunan bu kadroların dünyevi hesapları ve çıkarları ne kadar büyükmüş ki, hem kendi devletleri hem de kendi halkları ile böylesine bir kavgayı göze almış durumdalar... Veya Türkiye'de bir rejim bunalımı çıkması Fethullah Gülen'i mi, yoksa Benjamin Netanyahu'yu mu daha fazla mutlu ederdi? Bu ikili Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef alacak bir beddua yarışmasına girselerdi hangisi kazanırdı acaba?
Ama De Gaulle'ün beynini zorlayacak durumlar sadece "Pensilvanya Örgütü"ne ilişkin gelişmelerle sınırlı değil ki?
Örneğin burada "Farklı düşünceler"in karşılaştıkları polemiklerde tartışılmazların dünyası olan dinler kolayca günlük olaylara katık edilebilir.
Buna karşı tartışılmadan kabul edilemeyecek siyasal kavramlar, dokunulmaz kutsallar olarak ilan edilebilir...
Çok kolayca "Dinde reform" konusunu işleyebilirsiniz ama "Anayasal sistemde reform" dediğiniz anda "Rejim düşmanı" ilan edilebilirsiniz. Aynı anda birbirlerine çok zıt düşen görüşleri seslendirdiğiniz zaman buna "Tutarlılık", "İlkelilik", "Ulusalcılık" denilebilir.

De Gaulle ve Einstein

Düne kadar "Kürt barışı şarttır" diye yatıp kalkanların bugün "Öcalan Erdoğan'la anlaştı, Kürtleri satıyor" diye yazıp konuşmaları da "Özgür düşünce" diye sunulmaz mı burada?
Mesela "Türkiye'yi şeriat rejimine götürüyorlar. Batı'dan uzaklaşıyoruz" derken, ardından gelen cümleyi de "Zaten Batı bize düşman... AK Parti de bir Amerikan projesidir" şeklinde kurabilirsiniz. Gazeteci iseniz ve hemen dünü ve mesela 28 Şubat post-modern darbesindeki günleri Ankara'daki atanmış iktidarın yöneticileri ile haşir neşir olarak geçirmişseniz, bugünkü seçilmiş iktidarla diyalog kuran meslektaşlarınıza "Yalakalar" diye saldırabilirsiniz.
Kısacası Türkiye'yi anlamak konusunda bırakın de Gaulle'ün beynini, Einstein'ın beyni bile zorlanmaz mıydı?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA