Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Bu karanlıkta sağını solunu bilmek mümkün mü ki?

Nasrettin Hoca'nın hanımı gece yarısı Hoca'yı dürtüp uyandırmış... "Hoca sağ tarafındaki masanın üzerinde sürahi var... Bana uzatsana" demiş...
Uyku sersemi Hoca hanımını "Bu karanlıkta sağımı solumu nasıl bileyim" diye terslemiş ya...
Bu "Sağını solunu bilmek" sorunsalı "Yeni Türkiye"nin gündemindeki önemli meselelerden biridir.
Örneğin Nişantaşı'ndaki, Cihangir'deki, Çankaya'daki veya Karşıyaka'daki kentsoylular "Yeni Türkiye" solu, Ümraniye'deki, Sultanbeyli'deki, Altındağ'daki proleterler de sağı mı temsil ediyorlar? Gülen Örgütü ile CHP'nin birlikteliği bir noktada sona erecek "Yol arkadaşlığı" mı, yoksa ideolojik yoldaşlık mı?

Liberal faşistler

Amerikan başkanlık seçimlerine uzanan yolda aday adayı olan Güneyli bir Cumhuriyetçi, Hillary Clinton'u destekleyen Demokratlar için "Bunlar liberal faşisttir" dedi geçen gün... Acaba bizde de "Laikçi cemaatçilik" diye bir ideolojik kanat olabilir mi siyaset yelpazesinde? Ya da HDP'nin "Kürt realitesi"ni görmezden gelen partilerle yakınlaşmasında "Oslo sendromu"nun izlerini mi aramalıyız?

Sosyal güvenlik ilkesi
"Demokratik sol" kapsamına giren partiler, varlık sebeplerini "Sosyal adalet"i ve "Sosyal güvenlik"i toplumda gerçekleştirmek üzerinde kurarlar. Avrupa sosyal demokrasisinin en ağırlıklı akımı da Almanya'da hayat bulmuştur. Marksizm'e karşı Bernstein'in başlattığı bu akımın elinden "Sosyal güvenlik" silahını Almanya'nın en sağcı siyasetçisi olan Bismarck almış ve her doğan bebeğe devlet tarafından günde bir şişe süt verilmesini yasalaştırmıştır.

Orta sınıf solculuğu

Alman sosyal demokratlarının son yüzyıldaki en önemli dönüşümü ise 1959 Bad Godesberg Programı'nda "Proletarya" kavramının devre dışı bırakılması ve "Orta sınıf"ın sosyal demokrasinin itici gücü olarak kabul edilmesidir. Marksizmle hiç ilgileri olmayan İngiliz İşçi Partisi de Tony Blair yönetiminde "Kamulaştırma"yı programlarından çıkartmıştır.

Bizde sol var mıdır?

Bütün bunları irdeleyip "Türk Solu"nu global ölçekte bir yere yerleştirme çabası tabii ki pek anlamlı değil... CHP ilk kez "Ortanın Solu" olarak girdiği 1965 seçimlerinde yenilgiye uğradıktan sonra İsmet İnönü'ye "CHP'nin sol siyaseti hakkında ne düşünüyorsunuz" diye sorduğumda öfkelenmişti... "Bizde sağ ile sol ya da işçi ile burjuva yoktur. Bizde köylülerle kentliler vardır" demişti. Şimdi yaşasaydı ve CHP'nin sağını solunu O'na sorabilseydim, herhalde "Kaynağı bilinmeyen paraları devlet kesesinden dağıtmayı vaat etmek bizde solculuktur" derdi.
Kısacası bazıların sağı solu bilinmez ve ne yapacaklarını kestirmek mümkün değildir...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA