Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKUR TEMSİLCİSİ OKUR TEMSİLCİSİ - YAVUZ BAYDAR

Kim ne derse desin

Habere değer biçmek için asgari kriterler var. Her iddia haber mi?

UFO haberlerine ne kadar itibar edilmeli?
Sabah'ın 7 Ekim sayısında yayımlanan bir haber, bu soruyu gündeme paraşütle indiriverdi.
Uzaylıya Silah Çekti başlıklı habere göre Söke'ye bağlı Doğanbey köyünün kasabı Hasan Kartal'ın bahçesinin yakınlarında "uzay aracı" olarak tanımladığı bir cisim görülmüş ve pompalı tüfekle "kovalanmıştı."
Bu iddialar kasap Hasan Kartal ile babası Mahmut Kartal'a aitti.
Bazı Sabah okurları habere sert tepki gösterdi.
Makine Yüksek Mühendisi okurumuz Ekrem Akgönen'e kulak verelim: "Bizim Kemerburgaz'daki yazlıkta da her gece yatırlar ortaya çıkıyor. Onları dört gece sopayla kovaladım. Ama gene geliyorlar. Bunları arkadaşlarıma bir gece yemekte anlattım, çok güldüler. Beni ciddiye almadılar, ama siz belli ki kim ne hayal görüyorsa ciddiye almaya başlamışsınız! Değerli Sabah gazetesi, ben sizi okurken ciddiye almak zorundayım. Böyle 'haberleri' de gazetemde görmek istemiyorum..." Modalı genç okurumuz Onur Kaymaz'ın telefondan aldığım tepkisi:
"Bu bir şaka mı? Öyleyse ben neyin şaka neyin ciddi olduğunu sizin haberlerinizi okurken nasıl anlayacağım? Varlığı ispatlanmamış bir hadise hakkında olur olmaz her şey söylenebilir. Ama ben gazetemde biraz da sağduyu isterim."
Saadet Bozkır da benzer görüşte. Sorguluyor.
"Ben Sabah'ı hayatın içinden verdiği güvenilir haberleri ile seviyorum. Eğlence ise amaç, onu zaten yeterince eklerde, köşelerde buluyorum. Bakın, ülkemizde zaten safsatalara inanç arttı, insanlara bir haller oluyor. Böyle haberlere yer vermek suretiyle insanlarımızda manevi hasar yarattığımızı düşünüyorum. Ben mi yanılıyorum?"
Bunlar ciddiye alınması gereken okur eleştirileri.
Ortada "UFO gördüm galiba!" diyen iki kişinin iddiaları var.
Biri "keşke fotoğraf makinem olsaydı" demiş. Yani fotoğraf çekememiş. Kanıt hak getire.
Sadece iki iddia.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin meslek ilkeleri arasında şu madde önemli:
"Halkın bilgi edinme hakkı uyarınca, gazeteci, kendi açısından sonuçları ne olursa olsun, gerçeklere ve doğrulara saygı duymak ve uymak zorundadır."
"Gerçekler" ve "doğrular"...
Herkesin her dediğini "gerçek ve doğru" kabul ederek "haber değeri" saptaması yapabilir miyiz?
Haberlerde bir "veri asgarisi" olmadan "değer" olur mu?
"Kumsalda göktaşı buldum" diyerek onu gösteren kişiye dayalı haber başka, "dün gece kapımı peygamber efendimiz çaldı, açtım şunu şunu konuştuk" diye anlatan kişiye dayalı "haber"çok başka.
Her iki habere de "eh, öyle demişler, doğru demişler, yayına verelim" dediğimiz vakit, okurlarda kuşku yaratmaya başlarız.
Çünkü Sabah, iç ve dış gündemi temel gazetecilik ilkeleri zemininde, akıl ve sağduyu merceğinden izleyen bir kitle gazetesi.
"Ciddiyet", Sabah'ın kitle haberciliğinin yakıtı.
Haberde Doğrucu Davut olmak için çaba sarf ediyoruz.
Gündemi "doğruluk" üzerinden belirlemekte kararlıyız.
Bu tür haberler ise "Elvis Presley Rusya'da görüldü", "Van Gölü'ndeki canavar Ağrı Dağı'nda kurt yedi" türü haberlerle kimlik ve varlık kuran, meraklısını da bulan çizgi dışı yayınlara yakışıyor.
Sabah'a değil.
Okurdan gelen mesaj böyle.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA