Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BERCAN TUTAR

NATO’daki tümör Atlantik’i öldürecek

İngiltere'nin başkenti Londra'daki NATO zirvesinde yaşanan kriz aslında Atlantik sisteminin içine düştüğü küresel darboğaza işaret ediyor.
ABD Başkanı Donald Trump'ın daha önce 'gereksiz, modası geçmiş ve köhne bir organizasyon' diye saldırdığı Kuzey Atlantik İttifakı (NATO) bu kez Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un ağır eleştirilerine maruz kaldı. Türkiye'nin 29 ülkeyi ortak bir terörizm tanımı yapmaya zorlaması özellikle PKK/ YPG destekçisi Batı'nın iç yüzünü deşifre etti. Kimyası bozulan ilk ülke ise haliyle YPG'ye açıkça destek veren Fransa lideri Macron oldu. Suriye'ye yönelik 9 Ekim'de başlayan Barış Pınarı Harekâtı ile dengesi sarsılan Macron, ABD'nin Paris'i by-pass edip Ankara ile mutabakat imzalamasını bir türlü hazmedemedi. The Economist'e 8 Kasım'da verdiği röportajda Macron hayal kırıklığını "Şu an yaşadığımız şey NATO'nun beyin ölümüdür" sözleriyle ifade etmişti.
Bu tavrını dünkü NATO zirvesinde de sürdüren Fransız lider Türkiye'nin 'YPG bir terör örgütüdür' çağrısını kabul etmeyeceğini bir kez daha vurguladı.
Ne var ki Türkiye'nin sadece Suriye'de değil Libya ile imzaladığı askeri yardım ve deniz sınırı anlaşması ile Doğu Akdeniz'de de nüfuz alanını genişletmesi Fransa'yı daha da çıldırtıyor.
Trump'ın sert şekilde eleştirdiği Macron'un tavrı şimdiden 'Batı ittifakının geleceği ne olacak?' tartışmalarına yol açtı.
Londra'daki zirvenin sonuç bildirisinden de anlaşılacağı üzere NATO'daki krizin yakın gelecekte bir çözümü görünmüyor. Sonuç deklarasyonunda bütün sorunların genel geçer cümlelerle ertelendiğini gördük. Dikkat çeken unsur Türkiye'nin Baltık savunma planını veto etmekten vazgeçmesi oldu.
Bu kararda ülkemizin Suriye ve Libya'da elde ettiği yeni stratejik kazanımların etkili olduğu kanaatindeyiz. Terörizmin her türüyle mücadele edileceği belirtilen NATO sonuç bildirisinde Rusya ile diyalog kanallarının açık olacağına işaret edilerek ilk kez Çin'e vurgu yapılması da dikkat çeken unsurlardandı.
Bildiride Çin'in yükselişinin yol açtığı fırsat ve sınamalara karşı ittifakın ortak hareket etmesi tavsiye edildi.
Ne var ki NATO'nun Çin ve Rusya'ya karşı siyasi işbirliği stratejide anlaşması çok zor. Nitekim Fransa'nın sadece Çin ve Rusya stratejisinde değil dijital savaş başta olmak üzere Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Doğu Akdeniz politikalarında da ABD ile arasındaki makas giderek açılıyor.
Daha da önemlisi Fransa, Brexit ile İngiltere'nin kıta Avrupası'nda yol açtığı boşluğu doldurmak niyetinde.
Dolayısıyla Fransa NATO yerine alternatif bir güvenlik şemsiyesi olarak kendisini sunuyor.
Nükleer kapasiteye sahip bir aktör olarak Avrupa ordusunu kuracağına inanıyor. Avrupa'nın NATO yerine Fransa silahlarına yönelmesini istiyor.
Haliyle NATO ile köprüleri atmak en çok Fransa'nın askeri üstünlüğünü perçinleyecektir.
Rusya ve Çin açıktan Almanya ise gizliden bu projeye destek veriyor. İşte bu yüzden Macron, nükleer güç sahibi bir ülkenin ağırbaşlı lideri yerine üniversite öğrencilerine uluslararası ilişkiler semineri veren hiperaktif bir profesör edasıyla NATO'yu yerden yere vuruyor. Fransa'nın bu tercihi, Türkiye'nin küresel dengelerdeki ağırlığını daha da artırırken ABD liderliğindeki Atlantik İttifakı'nı ise bir kanser hücresi gibi içten içe çürütecektir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA