Genel Kurul'a gitme kararının alındığı son yönetim kurulunda Sayın Şekip Mosturoğlu'ndan boşalan başkanvekilliği koltuğuna yeni bir arkadaşın görevlendirilmesi konusu görüşüldü. Ve bazı arkadaşlarımız sayın Davut Dişli'nin bu göreve gelmesinde ısrarcı oldu. Ancak özellikle son İsviçre maçı sonrasında Davut Dişli adı yıpranmıştı. Dolayısıyla Dişli'nin bu göreve gelmesinin doğru olmayacağını belirttim. Bu konuda bir görüş ayrılığı yaşandı. Geçmiş dönemde hiçbir futbolcu veya futbol ailesinin diğer üyeleri şeffaf konuşamıyorlardı. Çünkü konuşmalarına olanak vermeyen bir atmosfer ve yönetim biçimi vardı. Geçmiş dönemlerde Türkiye'de şike var mı sorusuna 'hayır yok' diyen bulamazdınız. Bu önyargıyı kaldırmak için uğraşıyoruz. Bugün geçmiş dönemlerle ilgili ifşaatlar bile rahatlıkla yapılabiliyorsa, bu Türk futbolunda ciddi bir arınma ve temiz eller hareketinin başladığının en açık göstergesidir. Bu da benim başkanlığını yaptığım yönetim tarafından gerçekleştirilen reformlarla mümkün olmuştur. Bizim kamuoyu gündemine getirdiğimiz kavram ve konularla tekrar bizim eleştirilmemiz açıkçası haksızlık.