Senelerdir takımların lider oyuncusunun "yerli" olması gerektiğini yazıyorum. Çünkü yabancının duyduğu sorumluluk sözleşmesine, yerlininki ise formasına ve taraftaradır. Ve yine iki sene önce Emre Belözoğlu'nun transferi gündeme geldiğinde, lider karakterinin çok işe yarayacağını düşünüyordum. Bu kez Emre kötü başladı. Beklentileri karşılamaktan uzaktı. Denizli'de, devre arasında takım soyunma odasında iken, yedeklerle sahada bekliyordu.
Tünelin ucundan arkadaşları gözüktüğünde, kulübeye gitmedi; sahada kaldı. Her arkadaşı ile tek tek konuştu. Bir yumruğunu sıkıyor, bir boyunlarına sarılıyor, bir sırtlarını okşuyordu. Oyuna girdikten iki dakika sonra attığı harika gol elbette Tanrı'nın lütfu. Asıl kazanç ise Emre'nin tekrar liderliğe soyunmasıdır.