Bu takımın kalitesi yok" dediğinde ortalık birbirine girdi.
OFK Belgrad ile 2-2 biten maç sonrasında, "Taç atmaya koşa koşa geliyorlardı" dedi, "böyle şey olur mu?" diye ayağa kalktılar.
Bursa yenilgisi sonrası ise tam bir bombardıman vardı.
Bitime iki dakika kala Galatasaray, sıradan bir rakip karşısında skoru tutamıyorsa, herkes o kadronun kalitesini sorgulamak zorunda. Galatasaraylılar kendilerine bir sorsunlar bakalım, orta sahalarından veya defanslarından hangi oyuncuyu, hangi büyük takım ister? Alsa da ilk on birinde oynatır mı?
Baros biraz becerikli olsa Bursa maçı 10. dakikada biterdi. Bir teknik adam takımını sahaya doğru görevlendirme ve taktikle çıkarttığında, işini yapmış demektir. Bursa maçında ne yanlıştı? Baros değil, Rijkaard mı atacaktı golleri.
Ya da Belediye maçında Schuster midir kaçan gollerin nedeni? Quaresma ile Nihat beş metreden atamadılar topu içeri. 1-0 öne geçseler, rakipte direnç kalmayacak. Gol atmak için ileri çıkan, risk alan takımına Bernd Schuster geri gelin mi diyecekti?
Bu ağır eleştirilerin çoğunun sahibinin eskiden futbolcu olması, evlerinde teknik direktör diploması olması da ilginç. Biraz da farklı bir şey söylesinler de, kahvelerde geyik yapanlar bile, bilmedikleri bir şey duysunlar.