Fenerbahçe'nin yeni denemeler kadar, kadrosundaki her oyuncunun performans kriterini belirlemek açısından başladığı maç maratonundaki en önemli duraklardan birisiydi dünkü maç... Üç gün içindeki 2. karşılaşma, üstelik seyahat şartlarının zorlamasına rağmen futbolcuların üstüne binen ekstra yüktü.
Kocaman, lig öncesi iyice yüklenerek, futbolcularının antrenmanları sindirmesi için başlayan süreç içinde, maç kondisyonu ve ritmi ile ocağın altındaki son ateşi de yaktı.
Tüm rakiplerinin liglerinin başladığını veya başlamak üzere olduğunu düşünürsek, daha 15 gün beklemek zorunda olan Fenerbahçe'nin kalan sürede daha da yükseleceğini söylemek yanlış olmaz.
Andre dışında ideal defansıyla oynamıyor Fenerbahçe.
Orta sahaya Emre Belözoğlu'nu henüz sağlıklı olarak monte etmiş de değil. Alex'in çevresinde oluşturacağı "aksiyon" ikilisini rekabetin akışına bırakmış durumda. Mehmet Topuz, Stoch, Dia, Özer ve Caner iki pozisyon için mücadele edecekler. Semih'i bir kenara da bırakmamak gerekir.

UĞUR VE ÖZER'İN SEVİNÇ MESAJI
Öğleden sonra yaptığı açıklamalarda Aykut Kocaman'ın altını çizdiği, "Tüm rakiplere karşı kazanma alışkanlığı ve lig disiplini ile oynadık" tespitine katılmamak mümkün değil.
Zaten hazırlık döneminde sonuçların rafa kalkıp, anlayışların irdelenmesi gerektiği ortada. Fenerbahçe'nin bir yıl öncesi ve sonrası arasındaki anlayış ve konsantrasyon farkı, özellikle Süper lig'de rakibi olacak diğer takımlarla arasına mesafe koyan en önemli ayrıntı.
Son olarak, 76'daki golün iki kahramanı; Uğur ile Özer'in sevinçlerine dikkat çekmek istiyorum. Özledikleri bir duyguyu, tribünler ile paylaşarak, yudum yudum yaşadılar.
Uzun sakatlıklar yaşadılar ve tekrar oyunun içinde olmak istiyorlar.
Bu hırsı ve isteği taşımaları çok önemliydi.
Kaliteyi yükseltmenin, gelişmeyi sürdürmenin tek yolu, bu karakterdeki oyuncular ve onları sıcak tutacak takım havasıdır.