Milyonlar gibi ben de Erdoğan'a çok güveniyorum.
Çünkü yaptıkları, Samimiyeti, Halktan oluşu, İçtenliği, Ve dürüstlüğü ortada...
Bahçeli'ye biraz, Ama Kılıçdaroğlu'na hiç güvenmiyorum...
Çünkü adamın bir dediği diğerini tutmuyor...
Çark ediyor.
Ülkemizi gammazlıyor.
Üstelik ağzı da çok bozuk.
Eleştirdiklerinin kralını kendisi yapıyor.
Mustafa Sarıgül örneği ortada.
***
Dünün
"kan uykucusu", Dünün "
ulusalcısı", Dünün
"Ergenekon dostu", Ve bugünün
"PKK sevicisi", "Kandil sevdalısı", "Terör örgütü yandaşı" Serdar Akinan, Yazılarıyla kin kusmaya başlayan
Mümtazer Türköne...
Kemalist gazeteci
Barış Yarkadaş'ın aşağılık tweetlerini görünce, adamlardaki
'nefret' sarmalının geldiği noktaya doğrultusu üzüldüm.
***
Bakın bu ünlü şahsiyetler(!) Sayın Başbakan için neler yazmış:
Barış Yarkadaş:
"Sana Menderes gibi olmayı tattırmayacaklar.
Rezil olarak gideceksin"
Serdar Akinan:
"Erdoğan bitmiştir.
Ya Yüce Divan'da yargılanacak ya da Sudan gibi bir ülkeye kaçacak, alternatif yok!"
Mümtazer Türköne:
"Kriz uzadıkça Başbakan da Türkiye de kaybedecek.
Tek yol Başbakanın istifa etmesi."
Vay be…
Tweetleri okuyunca meşhur atasözümüz aklıma geldi.
"İtin duası kabul olsa gökten kemik yağardı…"
Başka ne diyelim.
***
Başbakanın İstanbul'a geleceği saatlerde
Taksim Dayanışma Platformu da sosyal ve yandaş medyadan yığınla çağrı yaptı…
Yetmedi devreye
'Gezi'ci
Hürriyet girdi…
K.K. isyana davet etti.
Maksatları Taksim'e bir milyon insan toplamak, Erdoğan'ı karşılayanlarla kıyaslamaktı…
Rüşvetçi
Mustafa Sarıgül, Perinçek'in
İP'i ve
CE HA PE yoğun bir çaba gösterdi.
Sonucu gördük.
Gecenin ayazına rağmen Atatürk Havalimanı'nı on binler doldurmuştu.
Taksim'de de üç beş çapulcu etrafı yakıp yıkıyordu.
Durum budur yani.
***
Ey kan uykucusu, pardon PKK sevicisi, Ey şarlatanlar, Taksim'i biz gördük…
Siz de Atatürk havalimanı ile Üsküdar'ı dolduran on binleri gördünüz.
Ne anlattı size o kalabalıklar…
Yaaa! İşte böyle...
O tweetlerinizi şimdi nerenize saklayacaksanız, saklayın.
***
Medyada dolaşan şu belgeyi de merak ediyorum.
Doğru mu acaba?
Ergenekon'a finans sağladığı iddia edilen Koç grubunun 2010/857 sayılı soruşturma dosyası bildiri dağıtan o savcı tarafından mı sümenaltı edildi?
Evraktaki imza o savcıya mı ait?
Dosyanın para yardımı karşılığı rafa kaldırıldığı iddia ediliyor.
Doğru mu?
***
Ya cemaate ait bankayla ilgili dedikodular?
Onlar da mı doğru yoksa?
17 Aralık'ta başlayan soruşturma, haftalar önce o banka yetkililerine haber verildi.
Operasyonu bildikleri için tüm mevduatı dövize yatırmışlar…
Böylece milletin milyarca dolar zararına karşın bankanın bir milyar dolardan fazla kar ettiği söyleniyor.
Doğru mudur acaba?
Eğer öyleyse durum kötü.
***
Son söz:
Başbakan'a gösterilen bu sevgi aynı zamanda sandığın da sonucudur.