Bizim gibi üreten insanların kaygılarından biri de, çocuklarının ileride ne yapacağıdır. Kendi yapacakları bir yana, babalarının yapıp ettiklerine ne derece ilgi duyacakları, onları bilme, anma ve koruma içgüdüsüne sahip olup olmayacakları... Bu konuda benim tanıdığım en güzel örnek, galiba Erdener Koyutürk. Babası rahmetli Necdet Koyutürk, bilenler bilir, Türkçe tangoların en verimli, en ünlü adlarından biriydi. Hele o Papatya... O ünlü tango, kim bilir kaç kuşağın milli marşı gibi olmuştu! Düğünler onunla açılır, aşklar onunla itiraf edilirdi. Ben Ne Şurup-Şeker Şarkılardı Onlar kitabım için yaptığım 100 Yılın 100 Türkçe Pop Şarkısı listemde Papatya'yı en başa koymuştum. Ve o günleri bilmeyen genç yazarlardan tepki gelmişti. Erdener bu baba mirasını öyle iyi koruyor ki... Onun tangolarını içeren birçok albümden sonra, geçenlerde bir paket daha yolladı. İçinde bu kez Erol Büyükburç yorumuyla 16 tango var. Kendisi ise bir dönemin ünlü yabancı pop parçalarını Türkçe sözlerle yorumlamış. Ama benim için paketten çıkan asıl keşif, Mutlu Yuluğ'un Evde Kaldım CD'si oldu (EKO). Erdener bu genç şarkıcıyı himayesine almış. İyi de etmiş. Mutlu Hanım, hepsini yazıp bestelediği sekiz parçada, yumuşacık sesiyle bize geçmiş ve güncel pop arasında bir köprü kuruyor. Timur Selçuk'un öğrencisi, piyano hocası Mutlu Yuluğ tanımaya değer bir sanatçı.