Geçtiğimiz haftanın, Zonguldak'tan o acı haber gelene kadarki tek eğlencesi, Fenerbahçe'nin iki dakikalık şampiyonluk sevinciydi. Memlekette bunca kara haber varken birkaç günlüğüne yüzümüzü güldürdüğü için, dereyi görmeden yaka paça sahaya atlayan o Fenerlilerden Allah razı olsun. 'Başkasının üzüntüsü sizi nasıl sevindirir?' diyerek bir anda erdem sahibi kesilerek bizlere kızan Fenerli dostlara, Galatasaray'ın Avrupa'da çuvalladığı maçlarda bayram eden tek takım taraftarlarının kendileri olduklarını hatırlatmak isteriz. Eee rüzgâr eken fırtına biçer. Fenerbahçe kendi içinde bile öyle hırçın, öyle saldırgan bir kulüp ki, başarısızlıkların ardından kendi kendilerini bile imha etmekten çekinmiyorlar. Kendi futbolcularını dövüp, kendi sahalarını ateşe veriyorlar vs. "Kendini sevmeyeni kimse sevmez," der benim annem... FB'ninki de bu hesap! Bu arada mevzu üzerine dönen mavralar neydi öyle yahu? Nasreddin'in torunları döktürdü de döktürdü. Neyse ben içlerinde en çok güldüğümü sizinle paylaşıp bu yazıyı burada bitireyim ve mesaj kutusuna düşecek olası küfürleri bekleyeyim. "Dün gece hiç tanımadığım bir Fenerliye, sırf sevinsin diye, usulca sokulup 'Bursa maçı berabere' dedim." (Valla hiç boşuna kızmayın, siz olsaydınız oturup bizimle yas tutacak değildiniz herhalde değil mi?)