Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MURAT DİDİN

Unut gitsin...

Unut gitsin, unut gitsin ki kafalar, dikkatler, konsantrasyon; bu şampiyonanın dolayısıyla yılın maçı olan Yunanistan eşleşmesine odaklansın.
Hepimizin, herkesin takımımızın, oyuncuların doğal olarak belli bir konsantrasyon ve yoğunlaşma kapasitesi, becerisi var. Yunan maçına kadar olacak olan 2 günlük sürede ne kadar bu maçı zihnimizden, düşüncelerimizden uzaklaştırırsak o kadar Yunanistan galibiyetini düşlemeye başlarız.
Kısaca dün ne mi oldu? Eminim çoğunuz, "Ah o son top nasıl kaçtı"da kaldınız, çok da yanlış değiliz. Futbolda en çok ne kalır aklımızda korakor biten maçtan sonra. 90. dakikada kalecinin kurtardığı veya santrforun kale ağzından kaçırdığı. Son pozisyonda belki Ender ile pick and roll'u Ersan ile başkası oynayıp da şut da Ersan'a kalabilseydi en güzeli olurdu. Ama 9 saniye kala da bu işler öyle ısmarlama olmaz. O pozisyonu biraz da rotasyonu, tercihi, aldığı risk ile savunma yönlendirir.

OYUN KURUCUSUZ OLMAZ!
Ender'in pick and roll'un ters yönüne içeri girişine veya dalışına kayan rotasyonda kullanım şansı Engin için oluştu. Girebilirdi de ama olmadı. O son saniyeyi şans anını bir kenara bırakırsak bizim yine geleneksel hatamız zaman zaman oyun kurucuyu oyun dışında bırakmaktan oluştu. Halbuki Kerem de, Ender de artık o özgüveni kazandılar. Benim basketbol anlayışıma göre sahada oyun kurucusuz yer alınmaz eğer oyunu kurmak istiyorsan.
Bence Slovenya'nın yadsınamayacak iki gerçeği var. Birincisi bugüne kadar oynadığımız takımların içinde Lakovic en tecrübeli, en yaratıcı ve en etkili oyun kurucuydu. Ve de Sloven uzunlar, daha önceki maçlarda Oğuz, Ömer Aşık, Semih ve Ersan'ın çember altında büyük bir özveri ve mücadele ile yıprattıkları ve yendikleri uzun tarzının dışında, dışarıdan da yüz yüze şut atabilen oyunculardı.
Biz özellikle son çeyrekte dışarıya taşan baskılı ve çok güzel seçilmiş, uygulanmış bir bölge savunmasıyla farkı 19'lardan başa baş bir hale getirdi. Ama diğer maçlarda bizim yanımızda olan şans perisi dün onların yanındaydı. Biz grupta harika mücadele ile kazanılan 3 maçın getirdiği inançla 6'da 6'ya kadar geldik.
Dün sadece rakip seçme finalini kaybettik. Önce Yunanistan'a hakkını vererek, oynadıkları basketbola ve pota altı sertliklerine dikkat vererek çok zor bir rakiple oynayacağımızı kabul etmeliyiz. İkinci adım da tüm Türkiye'yi bugüne kadar sevince boğan bu mücadeleyi yaratan oyuncularımız, teknik kadromuz, idari kadromuz baş başa verip bu tarihi çeyrek final maçını önce kafalarda kazanmak zorundalar.
Zaten kim demiş ki buraya kadar gelip başarmanın kolay olduğunu. O zaman en zoru başarmak için hepsine kolay gelsin.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA