Biliyorsunuz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sık sık dile getirdiği bir kavram var:
Bürokratik oligarşi.
Bu yapı, siyasi iradeye rağmen kararlar alabilen, kemikleşmiş, kendisini getiren iktidara karşı bile her daim teyakkuzda...
AK Parti, iktidara geldiği günden bu yana küresel güçler ve terör örgütlerinin yanı sıra bu yapıyla mücadele ediyor.
2002'den itibaren asker, yargı ve ekonomide temizlik yapıldı. Ancak 100 küsür yıllık reflekslerin hâlâ güçlü olduğu kurumları görünce insanın canı sıkılıyor.
Önceki gün ekonomi servisindeki arkadaşımız Metin Can'ın kaleme aldığı KOSGEB'in faizsiz kredisiyle ilgili bürokratların ve banka memurlarının engelinin bir benzerinin KOBİ'lere 250 milyar TL'lik kredi imkânı yaratacak Kredi Garanti Fonu'nda (KGF) da yaşandığını biliyorum.
Hükümetin açıkladığı 250 milyarlık krediyle ilgili bankaların nazlandığı kulağıma gelmişti. Bankalar KGF kefaletinin birinci sınıf teminat gösterilmemesi nedeniyle kredi verirken ince eleyip sık dokuyordu.
Yani Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu KGF kefaletini birinci sınıf teminat kabul etmediği için bankalar kredi verdikleri parayı bilançolarında gösterip, karşılık ayırmak durumundaydı. Bunun sermaye yeterlilik rasyolarını düşüreceği endişesiyle tabir yerindeyse yoğurdu üfleyerek yiyorlardı. Onların tutumu da paraya ihtiyacı olan KOBİ'yi zor durumda bırakıyordu.
Ama dün konuyla ilgili umutlandırıcı bir haber aldım.
BDDK 10 gün önce bankalara birer yazı göndererek KGF kefaletinin birinci sınıf teminat olarak kabul edildiğini bildirmiş.
Bu şu demek; hükümetin açıkladığı KOBİ'lere nefes aldıracak 250 milyar TL'lik kaynağın önündeki mayınlar temizleniyor.
Sanırım, bürokratik engel çıkarmadığı için BDDK yönetimini tebrik etmek gerek.