Türkiye'nin en iyi haber sitesi
DİLEK GÜNGÖR

İyi rüzgârı kaybetmeyelim!

Avrupa'nın en köklü bankacılık gruplarından birisi olan BBVA'nın Garanti Bankası'ndaki hamlesi kim ne derse desin başlı başına pozitif bir olaydır.
Çünkü...
Belli ki, yabancılar Türkiye ekonomisinin ve bankacılık sektörünün geleceğine yönelik olumlu beklentilerini koruyorlar. Dolarizasyon, negatif reel faiz gibi unsurların farkında olsalar da uzun vadede Türk ekonomisinin güçlü olacağına inanıyorlar. Özellikle bankacılık gibi bir sektörde varlıklarını artırmak istemeleri de çok önemli...
Bu iyi bir rüzgar...
Yakalanan dalga boyunu güçlendirmek ise bizim elimizde...
Nasıl mı?
Bu olumlu havanın şiddetli fırtınaya dönmemesi için piyasalarda belirsizliği ve oynaklığı daha da yukarı yönlü tetikleyecek adımları atmamak sanırım ilk şart olabilir. Zira, bugün ülkeye güvenip, dolareuro bazında fiyatı da arkasına alarak gelen yatırımcı, Türk Lirası'ndaki ani ve sert değer kayıplarından zarar görüp geri dönebilir de...
O halde kalıcı yabancı kazanımı için Türk varlıklarına güveni artırıp, finansal istikrarsızlık risklerini bertaraf etmek gerekir. Bunun da yolu enflasyon konusunda yeniden inanılır bir ses çıkarmaktan geçiyor.
Üstelik, TL'deki değer kaybı ve kur geçişkenliğiyle hedeften iyice şaşan enflasyon yabancı yatırımcıdan daha da fazla bizi ilgilendiriyor.
Farkındasınızdır...
Dolar adeta çıpa niteliğine doğru gidiyor.
Yurtdışından girdi aldığı için fiyatı artıran da 'döviz yükseldi' diyor, saçınızı kesen berber de, marketçi de, otobüsçü de...
Madalyonun bir yüzü de şu...
Döviz yükseldikçe enflasyon artıyor, vatandaşın alım gücü iyice düşüyor. Tamam hükümet, enflasyonun vatandaş üzerindeki negatif etkisini sınırlamak için bütçeyi daha çok kullanmaya asgari ücret artışları, vergi teşvikleri, doğalgaz, elektrik fatura destekleri ve sübvansiyonlarla etkiyi sınırlama yoluna gitmek istiyor. Ama asgari ücret, emekli ve memur maaşı yükselse de enflasyonu düşürmeden ihtiyaç sahibi kesimlere kalıcı bir refah artışı sağlanamayacağı ortada... Tabii, bir de döviz arttıkça dış finansman pahalılaşıyor. Türkiye'nin dış borcu katlanıyor. Bütçeye ekstra 4-5 milyar dolar yük biniyor. O zaman da bütçe açığındaki iyi gidişten kaynaklanan dar gelirli, asgari ücretli, emekli için harcanması planlanan marj küçülüyor.
Velhasıl, atılacak her adımda kantarın topuzunu kaçırmadan hareket etmek elzemdir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA