Türkiye'nin en iyi haber sitesi
DİYETİSYEN GÜLŞEN ALTIN

Çoğu kişinin ortak derdi hızlı zayıflama

Fit ve sağlıklı bir vücut herkesin hayali... Zayıflamak ve ideal kiloya kavuşmak isteyenlere obezite cerrahisi ve liposuction gibi birçok yöntem sunuluyor. Peki sağlığa zarar vermeden hızlı kilo vermek mümkün mü?

Çoğu kişinin ortak derdi hızlı ve çabasız zayıflama. Hal böyle olunca da daha hızlı ve çabasız zayıflamaya yönelim her geçen gün artıyor. Sunulan çözümler ilk etapta kulağa hoş gelse de daha sonraki sonuçlarına baktığımız zaman birçok kişi yaşadığı sağlık problemleri nedeniyle pişman oluyor.
Bu aşamada hangi tedavi yönteminin size daha uygun olduğunu bilmek ve doğru tedavi yöntemini seçmek çok önemli.

DİYET Mİ, CERAHİ Mİ?
Her yaş grubundan isteyen herkes kilo verebilir. İlk etapta, sağlıklı diyet, sağlıklı beslenme ve tıbbi tedavi yöntemi denenmelidir. Yapılan araştırmalar iki yıllık bir psikolojik sınırın olduğunu gösteriyor. Doğru bir uzmanlıkla, iki yıl boyunca kişide bu yöntemle sonuç alınamaz ise son çare olarak cerrahi müdahale yoluna gidilebilir.
Doktor kontrolünde, gerekli tetkik ve incelemeler sonrasında; sağlıklı diyet, sağlıklı beslenme ve tıbbi tedavi ile vücut kitle indeksi 40'ın üzerinde olanlar haftada iki, ayda sekiz kilo verebilir. Bilindiği üzere, cerrahi müdahalenin sağlık riskleri oldukça yüksektir.

CERRAHİ MÜDAHALEYE UYGUN OLAN ADAYLAR:
Vücut kitle indeksi 40kg/m2 nin üzerinde olan veya 35-40 kg/m2 arasında olup hipertansiyon, diyabet, uyku apnesi, artrit gibi hastalıkları olanlar,
Hormonal hastalıkları bulunmayanlar,
İlaç ve diyet tedavisine rağmen en az iki yıldır kilo veremeyenler,
Alkol ve ilaç bağımlısı olmayanlar,
Uygulanacak yöntemin ciddiyetini, bunun yaşam değiştirici ciddi bir ameliyat olduğunu, sonrasında ortaya çıkacak durumu kavramış ve uyum gösterme durumunda olanlar,
Tüm ameliyat risklerinin tıbbi anlamda kabul edilebilir olduğu hastalar.

CERRAHİNİN YAN ETKİLERİ

Cerrahi sonrası komplikasyonlar sıkça görülür. Bir araştırma sonucuna göre, 2 bin 522 hastanın yüzde 22'sinde ameliyattan hemen sonra, kalan hastaların ise sonraki 6 ayda yüzde 40'ında komplikasyon geliştiği belirlenmiştir. Hastaların yüzde 20'sinde gastrik dumping sendromu (yemekten sonra şişkinlik ve ishal, porsiyonları küçültme ihtiyacı) yüzde 12'sinde ameliyat bölgesinden sızıntı, yüzde 7'sinde ameliyata bağlı fıtık, yüzde 6'sında enfeksiyon, yüzde 4'ünde zatürre görülmüştür.
Uzun vadede ise cerrahi nedeniyle oluşan besin emilim bozukluğunun yol açtığı kalsiyum eksikliğine bağlı olarak; kemik yapısı bozuklukları, safra kesesi taşı, böbrek rahatsızlıkları görülebilir.

LIPOSUCTION YAPILMALI MI?
Hiçbir zaman zayıflama amaçlı liposuction yapılmamalıdır.
Liposuction belli bölgelerinizde, iki kiloyu geçmeyecek şekilde bir yağ kitlesi olan bölgelere uygulanır. En ideal bölgeler; kadınlarda basen bölgesi, erkeklerde ise göğüs ve bel yanı bölgesidir.
Kadın dokusu, liposuctiona çok müsait değildir.
Özellikle 40 yaşın üzerindeki kadınlar; kollarından, iç bacaklarından veya karın ve bel yanlarından kesinlikle liposuction yaptırmamalıdır.
Kilo verdikten sonra benim en çok önerdiğim cerrahi yöntem; kadınlarda göğüs ameliyatıdır.
Göğüs bölgesi yağ ve kolajen dokusundan oluştuğu için kilo verdikten sonra en çok bu bölgede sarkma meydana gelir. Cihazlarla veya çeşitli maskeler ile bu dokuyu toplamak imkansızdır.

KARIN GERME EN ZORUDUR

Karın germe, en zor ameliyatların başında gelir. Doğumdan sonra kadının ön karın bölgesinde parmak genişliğinde çatlaklar oluşmuşsa; cihazların sıkılaştırmasını beklemeyin. Çünkü bu doku, hasarlı bir doku olduğu için kendisini yenileme imkanı çok zayıftır.
Kilodan dolayı karın bölgesinde çok ciddi yağlanma olan, 5-10 ve üstü fazla kilosu olan kişiler öncelikle kilo vermeli ve sonra güçlü etkisi olan radyofrekans sistemi ile vanquish gibi sistemleri tercih etmelidir.

#Sayfa#

İNSAN DENEN SÜPER ORGANİZMA

İnsan dediğiniz, sadece insan DNA'sından üretilmiş hücrelerden ibaret değil. Birlikte yaşadığı, mikrop ve bakterilerle birlikte kocaman bir süper organizma. 23 bin gen tarafından üretilen, 10 trilyon hücre. Yaşamamız için gereken şeylerin pek çoğunu sağlayan, yaklaşık 100 trilyon bakteri ve mikrop, 3 milyon gen de mevcut. İnsan hücresinin 10 katı kadar olan, 100 trilyon bakteri ve mikrobun bazılarının eksikliği veya yanlış çalışması, kişiyi dertten derde sürüklüyor. Bu dertler arasında, obezite de var, kalp damar hastalıkları da. Trilyonlarca hücre, bakteri ve mikrop, birlikte hareket ediyor, sorunları birlikte çözüyor. Günlük kalori ihtiyacımızın 10'da birini, bu bakteriler sayesinde alıyoruz. İnsan emzimlerinin, işleyemediği bitkisel karbonhidratları, bizim için kaloriye çeviriyorlar. B2, B12 ve folik asit gibi vitaminleri sağlayanlar da onlar. En çarpıcı örnek 'anne sütü' ile ilgili. Anne sütü, 'Glysan' adı verilen bir çeşit karbonhidrat içeriyor. 23 bin genin ürettiği enzimler, bu karbonhidratları işleyemiyor. O karbonhidratı, bizim için şekere çeviren vücudumuzda bir bakteri var. Bu örnek bile, insanın sadece 23 bin geniyle değil, vücudunda taşıdığı 'Mikrobiom'la birlikte evrim geçirdiğini, birbirinden ayrı gibi görünen iki sistemin birbirini beslediğini ve birlikte hareket ettiğini gösteriyor.

HAFTANIN BESİNİ: KİNOALI KISIR

1.5 bardak kinoa üzerine bir bardak su konularak kısık ateşte suyu çekene kadar pişirilir. Bir bardak bulgurla aynı hizaya gelecek kadar sıcak su dökülerek ıslatılması sağlanır. Taze soğan, nane, maydanoz, kişniş, biber, domates doğranarak karıştırılır.
1.5 su bardağı kinoa
1 su bardağı ince bulgur
Taze kişniş
Taze soğan
Taze biber
Domates
Biber salçası
Domates salçası
Zeytinyağı
Karabiber
Limon
Nar ekşisi
Maydanoz
Taze nane
3 kaşık zeytinyağı

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA