Birkaç gün önceydi.
Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe ile konuşuyorduk.
"Maşallah, iyi geziyorsunuz" deyince...
"Geçen yıl birlikte Gelibolu'ya gidişimizi" hatırlattık:
- İsterseniz oraya tekrar gidebiliriz sayın Bakan.
***
Birkaç gün sonra Bakan bey "haydi" dedi.
Ankara'dan uçağa bindik.
İstanbul'da helikoptere geçtik.
Ver elini "dünyanın en iyi korunmuş savaş alanı" Gelibolu.
***
Anzaklar her yıl "Anzak Koyu'nda" tören yaparlar.
24-25 Nisan'da.
Mezarlıkları, tören alanları "düzgündür, tertemizdir."
Ama oraya giden 6-7 kilometrelik yol "dardı... Düşük standartlıydı."
Türk devleti "yolu genişletme" kararı aldı.
Sadece o yol değil, şehitler coğrafyasındaki diğer yollar da "düzgün hale getiriliyor."
***
Anzak Koyu'na, tören alanına giden yol "henüz bitmedi."
Bitmeyen yolda, kışın deniz vurunca, çökmeler oldu.
Önümüzdeki süreçte "kaymalar, çöküntüler" düzeltilecek.
Ve yol "bitirilecek."
***
İşte bu safhada bir "kızılca kıyamet" koptu.
Avustralya'dan, Yeni Zelanda'dan "mezarlarımız yok mu ediliyor" sesi yükseldi.
24-25 Nisan'da "yerli, yabancı" herkes görecek ki...
Türk devleti, kendi şehitliklerine ne kadar sahip çıkıyorsa, yabancı mezarlıklarına da aynı özeni gösteriyor.
Büyük Atatürk'ün dediği gibi:
"Hangi milletten olursa olsun, onlar da artık bizin insanımız... Mehmetçik ile koyun koyuna ve huzur içinde uyuyorlar."