Özal ölüp de Çankaya'ya Süleyman Demirel çıkınca...
Metin Yalman ceketini ilikleyip "huzura" varmış:
- Efendim yüksek müsaadenizle ben ayrılmak istiyorum.
Demirel "hele önce şuraya bir otur" demiş.
Çay söylemiş.
Sonra da:
- Nereye gidiyorsun kardeşim?.. Git işinin başına... Otur oturduğun yerde... Daha önce ne yapıyorsan, aynısını yapmaya devam et.
***
Metin Yalman:
- Demirel eşimi, çocuklarımı isim isim bilirdi... Sık sık ailemi sorardı... Bir gün dedi ki: Kızının nikah şahidi ben olacağım.
***
- Ya medya ilişkileri?
- Çok ilginç... Hiç kızmazdı... Gazetede eleştiri çıkar... Bazen eleştiri boyutunu aşar, neredeyse sayın Cumhurbaşkanı'na hakaret ölçüsünde... Bakardım, hiç renk vermezdi.
- Kızdığında ne derdi?
- Derdi ki... Onlar gazeteci... Onların da işi bu.