Sene 1990'dı.
Dönemin İçişleri Bakanı bizden ricada bulunmuştu:
- Mesleğe yeni başlayacak olan kaymakamlarla tanışsanız... Onlara bir konferans verseniz.
***
Gitmiştik.
Tanışmıştık.
Konuşmuştuk.
Sonra sıra "soruları yanıtlamaya" gelmişti.
Genç bir kaymakam adayı ayağa kalktı:
- Ben Efkan Ala... Yöneticilerin medya ile ilişkilerinin sınırları hakkında bir soru sormak istiyorum.
İşte "o gün" tanışmıştık.
***
İlk görevi Trabzon'daydı. (Dernekpazarı Kaymakamlığı)
Sonra Ordu'ya atandı. (Kabataş Kaymakamlığı)
Ve Ankara yılları:
- İçişleri Bakanlığı Eğitim Şube Müdürlüğü.
- İller İdaresi Daire Başkanlığı.
- Ve Turizm Bakanlığı Eğitim Genel Müdürlüğü.
***
Sonra ona Batman'da rastladık.
Cumhuriyet'in "genç ve başarılı valisi" olarak.
Yerinde duramayan, halkla iç içe, inisiyatif kullanan, sorumluluk almaktan kaçınmayan bir yöneticiydi.
***
Çalışması "takdir edildi."
Diyarbakır Valiliği'ne "yükseltildi."
Onun "Diyarbakır yıllarını" anlatmaya gerek yok.
Zira hakkında yazılan, söylenen olumlu söz hayli çok.
***
O şimdi "Başbakanlık Müsteşarı."
Göreceksiniz "oturduğu koltuktan güç alan" bir yüksek bürokrat değil,
"oturduğu koltuğa itibar katan" bir isim olacak.
"Kariyeri" onun kefili.
"Hak etmişti, hayırlı olsun."