Ona "yaşa varol" diyen de çoktu.
"Defol kahrol" diyen de. "Alkışlayanı" da oldu.
"Yuh çekeni" de.
- Sayın Teziç yuhalanırken veya alkışlanırken aklınızdan neler geçti?
- Milli sporcuydum... Voleybol milli takımı kaptanlığı yaptım... Yuhları, alkışları duymayacaksın... Duyarsan kendi oyununu oynayamazsın.
Prof. Teziç'ten "bunca yılın deneyimi ile" bir öneri:
- Neden biz her sorunu yargıda çözmeyi seviyoruz?
- Karşılıklı konuşarak çözsek olmaz mı?
- Böylelikle yargıyı da yıpratmayız.
- Hocamız bize derdi ki: En yetenekli hukukçu, sorunu yargıya götürmeden çözen hukukçudur.
- Neden ikide bir Anayasa Mahkemesi'ne veya Danıştay'a gidiliyor?.. Onları da zor durumda bırakıyoruz.
***
Prof. Erdoğan Teziç:
- Kolayımıza geliyor, elimizi yıkayıp, konuyu yargının önüne atıvermek.
- İhtilafı oturup, konuşarak çözemeyecek kadar aciz miyiz?
- Sorunu bir makama çözdürmeye çalışmak aczin ifadesi.
- Türkiye'de çözüm üretecek büyük beyinler var... Enerjimizi boşa harcamayalım, artık bir araya gelip uzlaşmayı başaralım.