- SAYIN Demirel... Atatürk'ün açıklanmayan ikinci bir vasiyeti var mı?.. Siz okudunuz mu?
- Hayır.
- Köşk'ün arşivlerine baktınız mı?
- Arşiv, arşivcilerin işi... Merak etmedim.
- Arşivlerde böyle bir vasiyet olabilir mi? Demirel'in yanıtı 2 madde, 2 sözcük:
1. Sanmıyorum.
2. Bilmiyorum.
***
Demirel:
- Ne varmış ki ikinci vasiyette?
- Güya Atatürk demiş ki... Ölümümden 50 yıl sonra hilafet yeniden ihya edilebilir.
- Onu da sanmıyorum... Hem de hiç sanmıyorum.
***
Süleyman bey:
- Atatürk'ün Cumhuriyet'in temelini atarken din ile devlet işlerini birbirinden ayıran bir yorumu var... Bu yorum çok önemlidir.
***
Süleyman Demirel "bu konu çok derindir" dedi ve başladı anlatmaya:
- Hazreti Muhammet kendisinden sonrası için bir devlet şekli söylemedi.
- Halkın nasıl yönetileceğini söyledi.
- Burada altını çizdiği hususlardan biri meşveret... Yani şura... Yani meclis.
- İkincisi adalet... Adaletle iş yapacaksın.
- Üçüncüsü halk... Halkın yararı.
***
Demirel devam etti:
- Buna iki madde daha ekleyeceksin... Biri biat... Yani seçimle işbaşına geleni dinleyeceksin.
- Diğeri de şu... Emaneti ehline vereceksin.
***
Süleyman Demirel:
- Atatürk diyor ki... Cumhuriyet işte bu 5 unsuru da içine alıyor.
- Peygamber'in vekili yok.
- Peygamberimiz son peygamber.
- Peygamber'in halifesi olmaz.
- Allah ile kul arasına Peygamber bile girmiyor.
- Peygamber sadece tebliğ edici.
***
"Özetleyecek" olursak...
Demirel "Ata'nın ikinci bir vasiyeti olacağını sanmıyor."
Ve bunu "gerçekçi de bulmuyor."
***
Süleyman Demirel sohbeti şöyle noktaladı:
- Adam diyor ki eğer bir ülke diktatörlükse bir kişinin aklı yeter... Ben demiyorum, adamın biri diyor... Ama demokrasi ise herkes akıllı olmak zorunda.
***
Demirel'e "noktadan sonra" sorduk:
- Bu son sözleriniz kime?
- Böyle bir vasiyet arayanlara.