Nur Vergin "olayını" biliyorsunuz.
"Hikâyesini" VATAN gazetesine anlatmıştı.
Yıllar önce "yeni bir eve" taşınır.
"Anne bir hoca çağırıp Kuran okutsak" der.
Annesi de:
- İyi olur kızım.
Sonra Nur hanım "komşular ne der" diye düşünür.
Bir hafta sonra apartmanda bir "Musevi ayini yapılır."
"Hiçbir şey" olmaz.
Nur Vergin "hikayesine" noktayı koyar:
- Demek ki belirli yerlerde Müslüman Türkler üzerinde yasal olmamakla beraber böyle bir baskı vardı.
***
Prof. Nur Vergin "macerasını" anlattı anlatmasına ama...
Galiba anlattığına anlatacağına bin pişman oldu.
Zira "yazılanlar söylenenler..."
"Savunanlar eleştirenler..." Bir anda Nur Vergin'i "gündemin ortasına oturttu."
***
"Olayı" hemen "hakeme" götürdük.
"Ombudsman" dan görüş istedik.
- TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Sayın Zafer Üskül... Ne diyorsunuz?.. Bu olayda "insan hakları ihlali" var mı?
***
Öyle ya, yarın Prof. Vergin "insan hakları ihlali" şikayetiyle Meclis'e başvurursa, "dosya" Prof. Üskül'ün önüne gelecek.
Acaba Meclis İnsan Hakları Komisyonu "olayı nasıl değerlendirecek?"
***
Prof. Zafer Üskül:
- Nur Hoca tanıdığım, sevdiğim insandır.
- Bir konuda düşüncesini açıkladı.
- Onaylanabilir, eleştirilebilir... Buna kimsenin itirazı olamaz.
- Şahsen ben eleştiriden yararlanırım.
- Ama eleştiride ölçü aşılır ve iş karalamaya varırsa, bu insan hakları ihlalidir.
***
Ve Prof. Üskül'ün penceresinden sonuç:
- Kişisel kanaatim şu: Nur Vergin olayında insan hakları ihlal edilmiştir.