Cumhurbaşkanlığı Basın Başdanışmanı Ahmet Sever'le konuşmuş ve dün yazmıştık.
TBMM "bir konuyu" ele aldığı anda, Çankaya da aynı konuyu "uzmanlarına" inceletiyor.
"Türban bağlamındaki Anayasa değişikliği" de aynı şekilde "Çankaya'nın izlemesindeydi."
***
Salı günü, gecenin ilerlemiş bir saatinde Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa İsen'le konuştuk.
Yukarıdaki konu ile ilgili bazı "ayrıntılar" öğrendik.
***
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri:
* Daha önceleri var mıydı, bilmiyorum... Ama sayın Sezer'in Cumhurbaşkanlığı döneminde olmadığını kesin biliyorum... Meclis ile Köşk arasında bir "eşgüdüm sistemi" oluşturduk.
* Resmi değil tabii.
* Bir konu Meclis'e gelince... Meclis genel kurulunda görüşülmeden... Daha komisyonda iken, yasal düzenleme ile ilgili tasarı veya teklifin bir kopyasını da biz alıyoruz.
* Uzmanlarımız inceliyorlar.
* Çankaya'nın araştırması kesinlikle bir "yerindelik denetimi" değil.
* Sadece "Anayasa'ya uygunluk" denetimi.
* Eğer bir şey varsa, daha problemin oluşumu sırasında, bizim uzmanlar, Meclis'teki uzmanları uyarıyorlar.
* Yüce Meclis'in, Çankaya'nın uzmanlarından giden uyarıyı dikkate alıp almamaları kendi takdirleri.
* Atamalarda da aynı yöntemi uyguluyoruz.
***
Konu türban veya başka bir şey...
Çankaya'nın uzmanları "dosyayı" Abdullah Gül'ün önüne "nasıl" koyuyorlar?
Uzmanlar "hukuki mütalaalarını" yazıyorlar.
Ve altına "şu cümleyi" ekliyorlar:
- Görüşümüz budur... Ancak takdir sayın Cumhurbaşkanınındır.
Cumhurbaşkanı isterse "hukuki mütalaa yönünde" imzayı basar.
İsterse "takdir hakkını" kullanır, aksini yapar.