Koyun can derdinde, kasap et. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, annesinin sağlığı için doktor doktor koştururken...
Hastanede "bir hasta yakını" yanına yaklaştı:
- Başkanım önemli bir sorun var.
- Hayırdır, nedir?
- Başkanım, ben müteahhidim... Antalya'da ev yapar, yabancılara satarım.
- Aman ne iyi.
- Başkanım, bir Danimarkalı'ya ev sattım, kaparo aldım... Evi 3 aya kadar teslim edeceğim... Ama şimdi sorun çıktı.
- Ne gibi?
- Danimarka TV'sinde bir program yayınlanmış... Türkiye ile ilgili... Benim müşteri, programı izleyince ürkmüş... Türkiye'de kriz var diye... Bana mektup yolladı.
- Ne diyor?
- Diyor ki... Evi almaktan vazgeçmek istiyorum... Kaparoyu geri verir misin?
***
Rifat bey "annesinin derdinde", müteahhit ise "inşaatın."
***
Müteahhidin "yakınması" bitmedi:
- Başkanım, benim gibi yabancıya mülk satan çok kişi var.
- Eğer yabancı ürkerse hepimiz batarız.
- Ne olur yumuşama, diyalog, uzlaşma çağrılarına devam edin.
***
Hisarcıklıoğlu'nun doktorlarla konuşması da "bir başka alem..."
Rifat bey "annem" diyor. Doktorlar "siyaseti... Krizi... Uzlaşmayı" soruyor.