Geçen haftanın "gündemi" şuydu:
- AKP ne olacak?.. AKP'de neler olacak?
Gelecek haftanın gündemine gelince...
Yine "AKP ne olacak?.. AKP'de neler olacak?"
"2 hafta arasına" kısa bir "mola" girdi:
"1 Mayıs molası."
Şimdi yine "haftalarca devam edecek gündeme" dönebiliriz:
"AKP ne olacak, AKP'de neler olacak?"
***
Meşhur sözdür "tekerlek kırılınca yol gösteren çok olur."
AKP'de henüz "teker kırılmış değil."
Ama araba "bozuk yola" girince...
Tekerleğin "kırılma ihtimali" ortaya çıkınca...
"Yol gösterme" değil ama "özeleştiri" başladı.
***
Özeleştirilerin "medyaya yansıyanı" var, "yansımayanı" var.
Yansıyanı "malûm."
"Yansımayanına" gelince...
Partinin birkaç "eskisi, kıdemlisi" bir araya gelince, önce "biz bu yola çıkarken neler konuşmuştuk" konusu açılıyor.
"3 şey" konuşmuşlar:
1. Partide elbette "lider" olacak ama lider "tek adam" olmayacak.
2. İstişare, istişare, istişare... "En geniş biçimde" istişare.
3. Ortak akılla yönetim.
***
Sonra sıra "özeleştiriye" geliyor:
- Aslında liderin de kusuru yok, sistem lideri "tek adam" yapıyor.
- Öteki partilerde de lider "tek adam" değil mi?
- Anayasa, Siyasi Partiler Kanunu, Seçim Kanunu sanki "lider, tek adam olsun" diye düzenlenmiş.
***
Özeleştiri sürüyor:
- İstişare diye yola çıkmıştık ama... İstişare "bilgilendirme toplantısına" dönüştü.
- Ortak akıl demiştik ama... "Yürümedi."
***
Sonrası ise "hırçın muhalefet."
"Sinirli iktidar."
"Başörtüsü."
Ve "kapatma davası."
Ardından da "gündemin" değişmeyen sorusu:
- Şimdi ne olacak?
Bundan sonrasına ait "taslak senaryo" çok.
Ama "kesinleşmiş bir şey" yok.