Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YAVUZ DONAT

Ve gelelim bugüne

Süleyman Demirel'e "bugünü" de sorduk.
Günümüzün "cuntacılık" işlerini. "Ortalık toz duman" dedik.
Ve "onun penceresinden bugünün nasıl göründüğünü" öğrenmek istedik.

***

Süleyman Demirel:
Şu haliyle tamamen hayali.
Zira ispatlanmış bir şey yok.
Mahkeme de zaten "çete iddiasından" bahsediyor... "İddia ediliyor" diyor.
***

Süleyman Bey "yeri gelmişken bir hususun altını çizmeliyim" diye devam etti:
- Doğrusu, Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın cuntacılığını hiçbir şekilde kabul edemem... Akla mantığa aykırı bulurum.
***

Demirel:
Mehmet Haberal'a ve onun gibi daha pek çok kişiye yapılanı haksızlık, adaletsizlik sayıyorum.
Bilim adamlarına, gazetecilere, yüksek rütbeli subaylara yapılanları... Onların cunta üyesi sayılmalarını... Kesinlikle kabul edemiyorum.
Orta yerde ispatlanmış bir durum yokken, insanlara cuntacı muamelesi yapılmasını üzüntü ile karşılıyorum.
***

Bu konuya "burada nokta koymak istedik."
Ama Demirel "geçmişe dönerek" konuşmasını sürdürdü:
- Az önce sana "politika imkân sanatıdır" dedim... 12 Eylül 1980'de kime ve nasıl direnecektim?.. Halkı birbirine düşüremezdim... Halkı, kurumlar ile çatıştıramazdım... Halkı askerle karşı karşıya getiremezdim...
***

Ve Demirel'in son sözleri:
Bunları, kendimi savunmak için söylemiyorum.
Savunma durumunda değilim.
Savunma durumunda olsam, siyasi hayatım 12 Mart 1971'de biterdi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA