Medyanın "siyasetçiyi, meclisi" eleştirmesi yeni bir şey değil. Eleştiri "her dönemde" var.
Cumhuriyet kurulduktan sonra "bazı milletvekilleri" eleştiriden rahatsız olmuşlar. Ve hemen "Meclis Başkanlığı'na" başvurmuşlar.
Amaç "basına güzel bir ders vermek... Önlem alınmasını istemek."
***
Meclis'te biri
"gizli", ikisi
"açık" olmak üzere
"üç oturum" yapılmış.
Dün
"gizli ve açık oturum tutanaklarına" göz gezdirdik.
"Basın özgür ve serbesttir" diyen de olmuş... Rauf Bey (Orbay) gibi.
"Savcıları göreve çağıran" da... Ahmet Hamdi Bey (Divanlıoğlu) gibi.
1924 meclisindeki tartışmalar (28-30 Ocak) ile bugünün tartışmaları arasında yer yer
"öyle benzerlikler" var ki...
Düşündürücü... Hüzün verici.