Kurultay sonrasıydı... Tebrik için gitmiştik... "Güncel siyasete" hiç girmedik.
"Anılar bahçesinde" gezindik.
12 Eylül anıları... 28 Şubat anıları... Kemal Kılıçdaroğlu'nun "dağarcığında" pek çok renkli anı var... Örneğin...
İhtilal sonrası "Mensucat Santral" hakkında bir ihbar... Ve askerler, maliyeciler "fabrikadalar."
Maliyecilerden biri de "Hesap Uzmanı Kılıçdaroğlu."
Belgeler... Defterler... Ne varsa çuvallara dolduruldu... 5-6 askeri araca yüklendi.
Ve gruba (Hesap Uzmanları İstanbul Grup Başkanlığı) getirildi.
Çuvallar açılmaya başlandı... Ama bir şey dikkatimizi çekti... Halil Bezmen (patron) tedirgindi... Gözünü çuvallardan birine dikmişti.
O çuvalda ne olduğunu sorduk... Dolar olduğunu söyledi... Açtık, gerçekten dolar vardı... 35-40 dolar.
Bizim işimiz yurtdışıyla... Sık sık Avrupa'ya gideriz.
Yurtdışına her çıkışta devletin verdiği döviz, Paris'te havaalanından otele gitmek için bindiğimiz taksinin parasını ancak karşılar.
Devlet bize neden sormaz, yurtdışında bir hafta otelde nasıl kalıyorsun diye... Ne yiyorsun, neyle yiyorsun diye.
Yani... Biz döviz bulundurmak, şu veya bu yolla dışarıya döviz çıkarmak zorundayız.