Parlamenter sistemde "Cumhurbaşkanı'nın sorumsuzluğu" esastır.
Sorumluluk "Başbakan'dadır."
Tabii sorumluluğun yanı sıra "Yetki de."
Bizim sisteme gelince... Parlamenter sistem... Cumhurbaşkanı sorumsuz. "Ama yetkili."
Yani bizim sistem... "Yamalı bohça."
Sistem 12 Eylül ihtilalinin ürünü... Çankaya, ihtilal lideri Kenan Evren düşünülerek "Güçlendirilmiş." Cumhurbaşkanı'na "Olmaması gereken yetkiler" verilmiş.
Bu durumda Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında "Çatışma kaçınılmaz."
Örnek çok... Özal-Mesut Yılmaz... Özal-Demirel... Demirel-Çiller... Ahmet Necdet Sezer-Ecevit... Sezer-Erdoğan... "Çatışmadılar mı?"
Abdullah Gül ile Erdoğan çatışması yaşanmadıysa... "Derin dostluk ve kardeşlik hukukundan" dolayı. Aralarında sorun olduysa bile "Dışa yansıtmadılar."
Şunu vurgulamak istiyoruz:
Bu anayasa yürürlükte kaldıkça... Bu tartışma bitmez.
Ayrıca... Çankaya'yı halk seçiyorsa...
Güçlü bir lider Çankaya'ya çıkıyorsa...
Ve iktidar partisi başkanlık sisteminden yanaysa...
Bitmek bir yana, tartışma daha da alevlenir.
Çare... Anayasa değişikliğidir... O bile yetmez... "Çare yepyeni bir Anayasa."