Cemil Çiçek'le buluştuk... Önce Ankara turu... Halk ne diyor? Sonra, Bodrum'a atanan Mamak Kaymakamı Ali Sırmalı'ya, "Güle güle... Ve hayırlı olsun" ziyareti... Ardından Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ile görüşme.
Siyasette bir ömür... Aksakal... Tecrübe küpü. Herkes ondan bir değerlendirme istiyor... Bölgemizde olup bitenlere ne diyor? Cemil Çiçek'in ilk sözü: "Bölgemizde, tesir katsayısı çok yüksek bir gelişme yaşanıyor."
***
'Bize ne' diyemeyiz
Cemil Çiçek'e göre, "Olayı sadece İsrail'in, İran'a saldırması gibi değerlendirmek fevkalade yanlış." Doğrusu... Büyük pencereden bakış:
Tekrar söylüyorum... Tesir katsayısı yüksek.
Ve en fazla tesir icra edeceği ülkelerin başında da Türkiye geliyor.
Sırtımızı dönemeyiz... "Bize ne?" diyemeyiz.
Olup bitenleri görmezden gelemeyiz.
***
Kriz yönetimi
Ülke yönetimindekiler... Cemil Çiçek'in yakından tanıdığı isimler... Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan.
Soranlara Cemil Bey'in yanıtı:
Allah'tan... Devletimizi yönetenler de bu anlayışta... "Bize ne?" demiyorlar.
Sayın Cumhurbaşkanı bu çatışmanın... Haksız, hukuksuz, pervasız saldırının bir an önce durdurulması ve barışın sağlanması için elinden geleni yapıyor.
Vurgulamak gerekirse... Türkiye, klasik deyimle, rasyonel bir politika izliyor.
Bu politikaya herkesin destek vermesi lazım.
***
Kadim politika
Atatürk'ten bugüne... Türkiye'nin değişmez politikası... "Yurtta barış, dünyada barış."
Cemil Çiçek... "Bu bizim kadim politikamız" dedi:
Hem içeride hem de dışarıda barışın olmasından yanayız.
Şu anda yapılmak istenen de bu... Değişik ülkelerle temas edilerek barışın bir an önce sağlanması.
Barış sağlanamazsa, Türkiye'nin de içinde bulunduğu bölge, böyle sıcak çatışmalara sahne olacak.
***
Terörsüz Türkiye
Erken uyarı... İyi ki, "terörsüz Türkiye" projesi gündeme getirildi... Ve bazı adımlar atıldı... Değeri bugün daha iyi anlaşılıyor.
Cemil Çiçek ile bu konuyu da konuştuk. İşte söyledikleri:
Türkiye, bu gelişmeyi önceden gördü ki, bir an önce içeriyi tahkim etmek, iç barışı sağlamak, iç barış noktasında ayağındaki dikenleri çıkarmak için önemli bir adım attı.
Senelerdir mücadele ettiği PKK ile bu işi sonlandırmak için yoğun çaba gösteriyor.
Burada en büyük sınavı, bence terör örgütü veriyor.
İsrail'in İran'a saldırmasından dolayı, dün İran ile işbirliği yapan PKK'nın bazı unsurları, bugün İsrail'e sırtını dayayarak Türkiye'deki barış sürecini baltalayacak bir kısım çabaların içerisine giriyor veya girecek olabilir.
Bunlar, zaten aparat örgütlerdir. İsrail, Türkiye'ye karşı bu terör örgütlerini kullanabilir.
Terörsüz Türkiye sürecini engellemeye çalışabilir. Buna dikkat etmek gerekiyor.
***
Bir siyaset dersi
Siyaset... Özellikle de böyle dönemlerde sorumluluk gerektirir. Ülkenin güvenliği, dış politikası siyaset malzemesi yapılmamalıdır.
Bu konuda, İsmet İnönü'nün bir davranışı önemli siyaset dersidir. Özetle anlatalım:
Başbakan Adnan Menderes, Kıbrıs konusunda müzakerelerde bulunmak için Londra'ya gitmeden önce... Ana muhalefet partisi lideri İnönü... Menderes'e bir mesaj gönderdi:
- Sayın Başbakan, İngiltere'de bulunduğu sürece muhalefet görevini askıya alıyorum... Kendileri, Türk milletinin desteğini arkasında hissetsinler.
Menderes'in uçağı Londra yakınlarında düştü... Başbakan yaralandı... 17 Şubat 1959.
Adnan Menderes, iyileşip Ankara'ya döndüğünde... Tren istasyonunda... Kendisini karşılayanların başında CHP Genel Başkanı İsmet İnönü vardı.
***
Önemli 'vurgu'
Birlik ve beraberlik... Hele de böyle dönemlerde... Cemil Çiçek ile bunu da konuştuk... Dedi ki:
Şu an... Her zaman vurgu yapıldığı gibi birlik ve beraberlik zamanı.
Hükümetin eksiğini, yanlışını elbette konuşacağız... Ama... Türkiye'nin hayati çıkarlarının söz konusu olduğu şu dönemde değil.
Yapılan barış çabalarına, terörsüz Türkiye projesine tam destek verilmesi zamanı.
Fakat... Olup bitenlere ve bazı açıklamalara bakıyorum... Endişe duyuyorum.
***
Cami... Ayet... Ve Diyanet
Geçenlerde... Dostlarla... Bir hayırseverin yaptırdığı camiye gitmiştik... Cuma namazı kılmaya... Pırıl pırıl... Tertemiz... Görkemli. Her yer bembeyaz mermer. Duvarlarda ayetler.
Cemil Çiçek, kâğıdı, kalemi çıkardı... Ve yanlışları tek tek not etti... Hangi ayet, mermere kazınırken hangi yanlışlıklar yapılmış? Ve bunları önce caminin imamına, sonra da Diyanet'e bildirdi.
Cemil Bey'in işte böyle bir hassasiyeti var. Diyanet İşleri Başkanlığı'nı da en çok ziyaret edenlerden biri.
Son ziyaret... Ve Diyanet... Konuşmazsak olmaz.
***
Eğer Diyanet olmazsa...
Sohbetimizin bu kısmı biraz uzun... Ama önemli... Yazmazsak olmaz... Cemil Çiçek dedi ki:
Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin en önde gelen kurumlarındandır.
Olmazsa olmaz bir kurumdur.
Diyanet'ten kurtulmak isteyen pek çok çevrenin, bunların içerisinde bir kısım dini grupların da olduğunu biliyoruz.
Eğer Diyanet olmazsa, Türkiye Pakistan'laşır.
Her caminin etrafında kümeleşmeler başlar.
Yeni FETÖ organizasyonları çıkar.
Din, ülkenin birliğini, beraberliğini sağlayacak bir kurum olmaktan çıkar.
Diyanet'in eksiği olabilir, yanlışı olabilir, ben de kabul ederim.
Ama bu kurumu zayıflatacak ve kurumun önemini azaltacak beyanlardan, davranışlardan hem Diyanet'in hem de hepimizin kaçınması gerekiyor.