Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BURHANETTİN DURAN

Çatı adayı ve soğuk kutuplaşma

Cumhurbaşkanını halkın doğrudan seçecek olması Türkiye siyasetinin kodlarını dönüştürüyor. Sağ ve sol ayrımı tümüyle buharlaşırken dindar-laik ayrımı yeni bir anlam kazanıyor.
CHP ve MHP'nin cumhurbaşkanlığına kendi adayları yerine çatı adayı olarak Ekmeleddin İhsanoğlu'nu göstermesi yaşadığımız dönüşümün son örneği. İhsanoğlu'nun çatı aday gösterilmesinin anlamı başkanlık sistemi arayışında olan "aktif, terleyen cumhurbaşkanı" profili yerine klasik parlamenter sisteme inanan bir cumhurbaşkanı seçme isteği.
Muhalefet partileri bunu daha önceden ilan etmişti. İhsanoğlu, uluslararası diplomatik birikimiyle buna oldukça uygun görünüyor. Kuşkusuz İhsanoğlu'nun en büyük zaafı, siyasetçi olmaması. Öğrenmek için de çok az zamanı olacak.
Ancak ben bu yazıda başka bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. İslami-muhafazakâr kesimin aristokratik kısmından gelen İhsanoğlu'nun adaylığı Türkiye'nin siyasal konularının ele alınma biçiminin yeniden harmanlanacağı bir seçim dönemini getiriyor.
Öncelikle CHP ve MHP, cumhurbaşkanlığı seçim propagandalarında yeni bir işbölümüne yönelecek gibi görünüyor. Ana strateji Erdoğan ve AK Parti karşıtlığına dayalı kutuplaştırıcı dili İhsanoğlu'nun adaylığı ile yeni bir evreye taşımak.
Soğuk kutuplaşma diyebilirim buna. Soğuk dememin sebebi kutuplaşmanın çatı aday İhsanoğlu tarafından değil muhalefet parti liderlerince yapılacak olması.
İhsanoğlu'nun adaylığı ile ikili bir kullanımın avantajlarına rahatlıkla başvurmak mümkün. CHP ve MHP liderleri Kılıçdaroğlu ve Bahçeli, Erdoğan'ı diktatörlük ve ülkeyi germek ile suçlamaya devam edeceklerdir. İhsanoğlu ise "bilge" bir profil olarak "ılımlı, makul ve kucaklayıcı" bir dille ihtiyaç duyulan uzlaşmaya seslenen muhafazakâr cumhurbaşkanı adayı olarak resmedilecektir.
Erdoğan'ın CHP ve MHP'ye yönelik sert eleştirilerinin tabanını konsolide ettiğini biliyoruz. Ancak İslam İşbirliği Teşkilatı genel sekreterliği yapmış İhsanoğlu'na yöneltilecek sert eleştirilerin Erdoğan'ın muhafazakâr tabandaki imajına zarar vermesi umuluyor.
Kavgacı-sert bir muhafazakâra karşı ılımlı, devlet adamı sorumluluğu taşıyan başka bir muhafazakâr... Kılıçdaroğlu ve Bahçeli kutuplaşma siyasetine devam ederken çatı aday uzlaşma ve gerginlikleri aşma söylemini kullanabilecektir.
İhsanoğlu'nun seçim meydanlarında karşılaşacağı en büyük sorun seçmenlerin karşısına hangi vaatlerle ve projelerle geleceği değil.
Zira projesizlik, "pasif parlamenter cumhurbaşkanı" profilinin gerekli bir öğesi olarak sunulabilir. Ancak asıl sorun, İhsanoğlu'nun AK Parti adayı karşısında üreteceği yeni siyasal dilin bulunmasıdır. Bu yeni dil öncelikle adaylığı konusunda ikna edilmesi gereken CHP ve MHP tabanına seslenmek zorunda.
Laiklikten çözüm sürecine, birçok siyasal konuda ortak, uzlaşmacı bir dil üretmesi gerekiyor. Bu yeni dil AK Parti'nin reformcu konumuna yaklaştıkça muhalefetin ulusalcı-laikçi kesimlerinden tepki çekecektir. Daha milliyetçi bir söylem Kürtleri, daha laik bir söylem ise muhafazakârları yabancılaştıracaktır. Türkiye siyasetinin yapamadığını İhsanoğlu'ndan bu kadar kısa sürede beklemek haksızlık.
Ancak muhalefetin soğuk kutuplaşma stratejisinin imkânlarını hiç de yabana atmamak lazım. İhsanoğlu'nun arzu edilen yeni ortak dili üretmede zorluk yaşadığı yerde soğuk kutuplaşma taktikleri yardıma koşacaktır.
Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'nin bir türlü tüketemedikleri Erdoğan karşıtlığı sermayesi ceplerinde zaten.
Erdoğan aday olsa da olmasa da seçimin gündemi Erdoğan karşıtlığı olacak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA