Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BURHANETTİN DURAN

Dış politikanın çarpan etkisi

Son aylarda muhalefet gündem belirleme kapasitesin iyice kaybetti. Sosyal konut projesi, dar gelirlilere yönelik düzenlemeler ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Ukrayna Savaşı sırasında yürüttüğü dış politika iktidarın yelkenlerini şişiriyor. "Belirsizliklerin arttığı dünyada Türkiye'yi taşıyacak lider olarak Erdoğan var" algısı muhalif çevrelerin bile seslendirdiği bir olguya dönüştü. "Putin'in karşısında oturamayacaklar" argümanı, Kılıçdaroğlu veya işaret edeceği başka isme zemin hazırlamak için kullanılsa da inkâr edilemeyecek bir gerçekliğe işaret ediyor. İktidar çevrelerinde ifade edilen argümanların muhalif çevrelerde kullanıma girmesi moralleri bozuyor. Rusya ve Ukrayna ile görüşebilen, normalleşme politikası ile yeni manevra alanları açan ve Türk dünyası ile yeni entegrasyon hamlelerine girişen Erdoğan'ın dış politika alanındaki üstünlüğü giderek daha sık konuşuluyor. Britanya ve Avrupa'da lider krizi yaşanması seçmenin dünyaya bakıp "İyi ki Erdoğan var" demesini beraberinde getiriyor.

***

"Bir de Kılıçdaroğlu'nu deneyin" deme noktasında adaylığını yükselten CHP Genel Başkanı'nın siyasi gündemi ele geçirme hamleleri ise ters tepiyor. Başörtüsü yasa teklifi önerisi ve kendi taraftarlarınca bile başarısız bulunan ABD seyahati, Cumhur İttifakı'na yeni kampanya temaları verdi. Başörtüsüne anayasal düzenleme yapma, gerekirse referanduma gitme ve aileye vurgu gibi konular Erdoğan'ın siyaset yapma alanları olarak öne çıktı. Muhafazakârların kaygılarını teskin etmek için adım atan Kılıçdaroğlu, Erdoğan'a normalde pek de kullanamayacağı bir argüman alanını açtı. "Lider Erdoğan" algısı güçlenirken muhalefetin adaylık tartışması giderek enerjiyi ve özgüveni emen bir kara deliğe dönüşüyor. Çok sık adaylığını tartıştırmak Kılıçdaroğlu'na Akşener ve 6'lı masa üzerinde bir dayatma imkânı veriyor. Ancak artık ortak aday olması durumunda isminin açıklanmasının da bir büyüsü kalmadı. Aksi durumda söylenecek çok şey birikti. Aday bile olmayı beceremeyen eleştirisi hemen sökün edecektir. Dahası, uzatılmış bu aday açıklama süreci, muhalefetin ortak adayının açıklanması ile yeni bir siyasi atmosfer oluşturma ihtimalini de sıfırlıyor. Kılıçdaroğlu aday olarak açıklanırsa kamuoyu ağırlıklı olarak "Nihayet açıklayabildiler" diyecek. Kampanya sürecine "Kılıçdaroğlu sermayesi" üzerinden çoktan başlayan Erdoğan için ortada hayli geniş bir malzeme olacak. Muhalefet çevrelerinin Kılıçdaroğlu aleyhinde ürettiği argümanlar bile yeterli.

***

2023 seçimlerinin en önemli konusu kuşkusuz ekonominin gidişatı ve dar gelirlilerin durumu olacak. Ancak ekonominin yanı sıra iç siyasetin kritik kimlik konuları ve dış politika-güvenlik alanı da hayli belirleyici olacak. "Lider Erdoğan" algısının diplomasideki başarı ve terörle mücadele performansı ile perçinlendiği aşikâr. Aslında iktidara geldiği 2002'den itibaren dış politika, AK Parti'nin Türkiye'yi dönüştürdüğü bir alan mahiyetinde. Erdoğan şimdi bu alanı yirmi yıllık tecrübe ile yönetiyor. Dış politikadaki başarılar tek başına seçim kazandırmayabilir ancak Erdoğan'ın siyasi ustalığı ile birleştiğinde ekonomiye de katkı veren bir çarpan etkisi oluşturur. Muhalif yorumcuların bozulan morallerinden, birbirlerine uyarılarından ve mevcut aday adaylarını eleştirme argümanlarından bu açıkça görünüyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA