Beşiktaş'ın üzerinde son bir aydır kara bulutlar dolaşıyordu. Dün gece Dolmabahçe'deki bol yağmur ve rüzgar sanki bu puslu havayı destekliyor gibiydi. Bernd Schuster biraz umut, biraz ışık yakalamak isterken sahaya "kurt" oyuncuları da sürerek, kazanmayı planlayan bir 11'le çıktı. Özellikle orta sahayı yaş ortalaması 33 olan, ancak maç eksiği bulunan Guti, Fink,Yusuf'tan kurdu. Fatih Tekke bu dörtlüyü tamamlayan isimdi. Mersin İdman Yurdu'nun Bank Asya Ligi'nden orta sıralarda yer alan bir takım olduğunu düşündüğünüzde bu tür risk almasını yadırgamadım. Solda İsmail, stoperde Ersan'ın bu maçta şans verilmesi de çok yerinde bir karardı. İlk yarı rüzgarı da arkasına alan Mersin İdman Yurdu ve teknik direktör Nurullah Sağlam akıllı bir yol izledi. Maç ve güç eksiği bulunan siyah-beyazlı oyuncuların bu zafiyetini iyi değerlendirdi. Orta sahayı kalabalık tutup oynamaktan çok oynatmamayı tercih etti.
İlk yarı çok iyi kurtarışlar yapan kalecisi Eser Altın'ında desteğiyle planlarını başarıyla uyguladılar. Bunda temposuz Guti'nin, iyi niyetle mücadele etmesine rağmen Yusuf ve Fatih'in hazır olmamasının da bu görüntüde payı vardı. Ancak İsmail ve bir o kadar beğendiğim Ersan ile biraz da Hilbert'in temposu takım ortalamasını yükseltmeye yetmedi.

ŞANS VERİLİRSE POTANSİYEL VAR
Schuster bu eksiği gördü ancak Holosko, Necip değişikliklerini ikinci yarının başında yapsa Mersin bu kadar erkenden sert savunma yapamayabilir, erken çözülebilirdi. Maçın uzamasında Siyah-Beyazlı takımın öncelikle hücum kordinasyonsuzluğunu ve Holosko'nun son vuruş zafiyetini sayabiliriz. 10 kişi kalmasına rağmen alkışlanacak bir mücadele ortaya koyan Mersin'i kutlamak gerek. Turu uzatmalara bırakan Beşiktaş'ın bana göre bu maçtaki en büyük kazancı Ersan Gülüm'dü. Kulakların çınlaşın Sevgili dostum Gökhan Keskin.. Dediğin gibi "Şans verilirse bu çocukta büyük potansiyel var."