Hatırlarsınız: Geçen hafta Ahmet B. (30) adlı bir kişi cansız vitrin mankeniyle 'friksiyon' ilişkisine girdiği için Antalya'da yakalandı. Mankenin 'erojen' bölgelerinde el, dudak ısırık ve sperm izlerine rastlandı. Ahmet B.'nin mağazaya hırsızlık için girdiği ancak cinsel ilişki sonrası uyuyakaldığı belirlendi. Haber ilginç elbette ama beni hiç şaşırtmadı. Çünkü... Bilimsel kitaplar bir yana... Bu sapkınlığın varlığını romanlardan da biliyoruz. Mesela Metin Kaçan, Dolapdere ve civarındaki gündelik hayatı olağanüstü bir üslupla anlattığı 'Ağır Roman'da malum olaya şöyle değinir: "... mağazalara robot manken imal eden çıraklar, mesailerini renklendiren gece gibi kral bir abileri olduğuna dua ediyorlardı. Çıraklar mankenin son rötuşlarını tamamlayıp zifaf odasına soktular. Kendi yarattıkları mankenle sevişirken, bir yandan da, 'Canım sevgilim seni çok seviyorum. İnan ki bu akşam çok güzelsin' diyerek, gerçek sevgililerine söyleyecekleri sözlerin provasını yaptılar..." Ne o, Ahmet B.'in evli ve bir çocuk sahibi olmasına akıl sır erdiremediniz mi? İyi de 'şişme kadınların' sadece 'çaresiz bekarlar' tarafından mı satın alındığını sanıyorsunuz?