Melek Baykal, Star'daki ilk programına konuk ettiği Ahmet Özhan için "Vallahi bu adam Benjamin Button'dan başkası değil" dedi. Gerçekten de yıllar Ahmet Özhan'ı aşındıracağı yerde, onu heykeltıraş keskisi gibi yeniden şekillendiriyor, güzelleştiriyor, gençleştiriyordu. Baykal, dayanamayıp itiraf etti: "İlk kez burada açıklıyorum: Ben eskiden Ahmet Özhan'a aşıktım..."
Bu tür itirafları ilk kez duymuyordum. Ahmet Özhan hangi programa, hangi organizasyona konuk olsa; etrafındaki kadınlar, "Ben çocukken hep sizinle evlenmek istiyordum" ya da "Ben size fena aşıktım" diyorlardı.
Peki Ahmet Özhan'ın, 7'den 70'e herkesi kendine aşık etmesinin tek sebebi fiziksel çekiciliği mi?
Değil tabii.
Öyle olsa, cazibe bu denli kalıcı olabilir miydi?
Ahmet Özhan sanatına aşık bir insan. Onu geliştirmek için sürekli bir devinim halinde. Yaptığı iş sadece şarkı söylemek değil, Türk Müziği'nin ince felsefesini kavramak ve kelimenin tam anlamıyla onu yaşamak... Türkçe'si şahane... Tavırları son derece asil... Kadın ruhundan anlıyor ve onlara nasıl davranması, hitap etmesi gerektiğini iyi biliyor. Mükemmel bir aile babası görüntüsü veriyor. Aktüaliteye hakim. Her zaman söyleyecek sözü var. Gelenek ve göreneklere bağlı ama bağnaz değil. Hem teknolojik gelişmelerden hem moda trendlerinden haberdar. Gustosu gelişmiş, zevkli. Geleneksel ile moderni en 'şık' şekilde görüntüsünde ve ruhunda birleştirmeyi başarmış. Manzarası gerçek, hiçbir tavrı 'yapıştırma' değil. Mükemmeller genellikle soğuktur. Özhan ise hem mükemmel, hem de sempatik. Hatta kusursuz görüntünün altında her daim muzır, esprili bir çocuk göz kırpıyor. Ve hepsinden önemlisi; bunca yeteneğine, albenisine ve erdemine karşılık, mütevazı bir karaktere sahip.
HARİKA KONSER
Şimdi durup dururken bu Ahmet Özhan güzellemesi de nereden çıktı diyebilirsiniz. Yılbaşı gecesi a Haber'de verdiği muhteşem konseri izlerken geçti bütün bunlar aklımdan. Meslektaşları otellerin balo salonlarında ekstralara gidip voliyi vururken, Özhan, 'sanatını' paylaşmak için canlı yayındaydı.
Bizler ne yazık ki, sanatçılarımıza övgülerimizi hep toprağa verildikleri güne saklarız. Bu dünyadan kimin önce göçeceği belli değil. -Allah gecinden versin- içimde 'keşke' bırakmamak için yazdım bütün bunları...