Hafta sonu telefonum susmak bilmedi. Özellikle de soyadımı yanlış hatırlayanların tedirgin, ürkek "Alooo?"ları ile karşılaştım.
Efendim, pek çok kişi, soyadımı 'Altuğ' olarak telaffuz eder. Birçok posta iletisinin üzerinde adımı 'Yüksel Altuğ' olarak görürüm. Hatta bazı programlarda ismimin bu şekilde anons edilmesine de artık alıştım. Bu nedenle "Milletin dili daha kolay dönüyor galiba, acaba soyadımı Altuğ olarak değiştirsem mi?" diye düşündüğüm de çok olmuştur.
Neyse, geleyim asıl mevzuya: Cumartesi günü gazetelerde neredeyse tam sayfa olarak yer alan vefat ilanımı(!) görenler, telefona sarılmışlar. Oysa, Oba Perdesan A.Ş.'nin kurucusu, işadamı Yüksel Altuğ, Hak'kın rahmetine kavuşmuş. Yakınları gazetelere ilanlar vermişler.
İşte benim soyadımı 'Altuğ' olarak hatırlayanlar da ilanın detaylarını okumadan hemen telefona sarılmışlar. Kendilerini mahcup etmemek için arayan ünlü dostlarımın isimlerini yazmıyorum.
İçlerinde "Ohh, sesini duydum ya, gerisinin önemi yok" diyenler vardı. Heyecanla arayıp bir başka bahane uydurarak, gerçek arama nedenini saklamaya çalışanları saymıyorum bile... Arayıp "Abi hayattasın di mi?" diyenlere ise çok güldüm. Bazılarına "Maalesef öldüm ama benim kullandığım GSM operatörünün kapsama alanı çok geniş" diye yanıt verip ti'ye aldım.
Çoğunluğun ortak görüşü, "ömrüme ömür katıldığı" yolundaydı. Hassasiyet gösteren tüm dostlara sonsuz teşekkürler. Beni sadece bir harf farkla şimdilik 'büyük ikramiyeden' kurtaran merhum Yüksel Altuğ'a ise Allah'tan gani gani rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyorum.