Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Lale Devri'ndeki hukuksuzluk

Pazar günü köşemizin manşetinde Suskunlar dizisinden yola çıkıp televizyon dizilerinin adalete güveni iyice sarsar hale geldiğinden dem vurmuştum.
Yeni örnek ise Lale Devri dizisinden...
Hafta sonu Yakından Kumanda'ya okurlarımızdan mesaj yağdı. Herkes, dizideki çifte hukuk standardını eleştiriyordu.
İzlemeyenler için özetleyeyim: Yeşim hem hamile hem de alkollüyken otomobille düğün basmaya gidiyor, insanların arasına dalıyor, bir garsonu eziyor. Suçu sabitken ve olay bir kamu davasına dönüşmüşken, elini kolunu sallayarak mahkemeden çıkıyor.

SEYİRCİ İSYAN ETTİ
Diğer tarafta Toprak, eski eşinin tecavüz girişiminden korunmak isterken onu bıçaklıyor. Yüzde yüz nefsi müdafaa'dan kaynaklanan bu olayda Toprak tutuklanıyor ve ceza alıyor. İşte bu çifte hukuk standardı, dizinin izleyicilerini isyan ettirmiş. Gelen elektronik postanın haddi hesabı yok.
Şimdi diyeceksiniz ki, "Memlekette adalet sistemi çok mu iyi işliyor? Sapla saman hiç mi birbirine karışmıyor? Senaristler de etraflarında yaşananları gözlemleyerek yazıyorlar bu öyküleri..."
Eyvallah! Bu görüşe saygım var. Ama adaletsizlik, dizilerde 'sıradanlaştırılırsa' ülkeyi nasıl hukuk devleti olma yolunda ilerletebiliriz ki? Dizilerdeki kadına şiddet ve tecavüz sahnelerinin artması ile gerçek hayatta kadına karşı işlenen suçların fazlalaştığı, istatistiklerle belgelendi. Demek ki, televizyonun toplumu etkileme gücü ihmal edilecek gibi değil.
Unutmayın ki; sıradanlaşma, beraberinde 'tepkisizliği' getirir. Adalete duyulan inanç, toplumun tüm katmanlarında azalma eğilimine girer ve yaygınlaşırsa, bu kötü huylu tümörü temizlemek bir daha mümkün olmaz. Benden uyarması...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA