Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Yeni Hürrem olmuş mu?

Köşemize ulaşan izleyici mesajlarına bakılırsa, olmamış...
İzleyicilerin aklında hâlâ Meryem Uzerli var. Aradan uzun yıllar geçtikten sonra saraya dönen yeni Hürrem Sultan (Vahide Gördüm) fazla yaşlı ve çokça ağır bulunmuş.
Ancak yorumlarda acele edildiğini düşünüyorum. Zira yeni sezonun Meryem'i, karakter olarak da eskisinden farklı olacak.
Evlat acısıyla kavrulan yüreği nasırlaşacak.
Çok daha hesapçı bir stratejist olacak. Bu nedenle gözlerin yeni Hürrem'i yadırgamasını normal karşılamakla beraber, 'Vahide Gördüm ile bu iş olmaz' demenin, dereyi görmeden paçayı sıvamak olduğunu düşünüyorum.
Aslında bu olumsuz tepkinin gelişmesine TİM'S Production'ın taktik hatasının sebep olduğunu düşünüyorum.
Yeni Hürrem'i ekrana sürmeden önce, araya yaz tatilinin girmesi gerekiyordu. Zira Meryem Uzerli'nin yarattığı sansasyon henüz çok sıcak. Şu anda en küçük mimiğiyle bile Meryem gözlerimizin önünde. Keşke Vahide Gördüm'ü oyuna sokmak için yeni sezonu bekleselerdi. Böylece devreye toplumsal hafıza kıtlığımız girer ve yeni Hürrem'in inandırıcılık katsayısı da kendiliğinden yükselmiş olurdu.
Yeni Hürrem'in en fazla yadırganan taraflarından biri de kusursuz Türkçe'siydi.
Eskiden kırık Türkçe'si ile sempati toplayan Hürrem, Türkçe Olimpiyatları'nda şarkı söyleyebilecek düzeye erişmişti. Bence Hürrem kaçırılmadı, kendisine 'kaçırılmış' süsü verip gizlice Türkçe kursuna gitti!

DUBLÖRÜ İYİYDİ
Aslında, sezonun son bölümünde Hürrem'in haremdeki dublörlüğüne soyunan Mihrimah Sultan, performansıyla annesini hiç de aratmadı. Yani bir süre daha Mihrimah-
Şah Sultan didişmesi işlenebilirdi.
Bu arada cihan sultanı Kanuni Sultan Süleyman'ın içine düştüğü çelişki size de garip gelmiyor mu? Şehzade Mehmed'in ölümü onu allak bullak etti. Padişahımız resmen psikolojik bunalıma girdi. Annesinin kaybolmasından sonra babasını teselliye çalışan Mihrimah Sultan'a, Süleyman'ın şefkatli yaklaşımı da çok etkileyiciydi.
Peki böylesine pamuk bir baba kalbine sahipken, Kanuni nasıl oldu da öz oğlu Mustafa'ya kıyabildi?
Diziye bakılırsa; olay, bu köşenin çerçevesini aşıp psikologların alanına çoktan girmiş bile...
Dizide gözüme çarpan bir başka tuhaflığa gelince...
Tarih kitaplarında Hümaşah Sultan'dan, Şehzade Mehmed ile Bahamaz Hatun'un kızı olarak söz edilir. Kanuni Sultan Süleyman ile Hürrem'in torunları olan Hümaşah, 3 yaşındayken babası Mehmed'in çiçek hastalığından ölümü üzerine babaannesinin yanına yerleştirilmiştir.
Gerçek böyle iken, Hümaşah'ın dizide Mihrimah Sultan'ın kızı olarak gösterilmesi sizce de tuhaf değil mi?
Tamam, bu bir belgesel değil, tarihi olaylardan 'esinlenen' bir kurmaca ama en azından 'isimlere' sadık kalınamaz mıydı?

KANUNİ'DEN BÜYÜK DERS
Ve son olarak dizideki bir diyalog, 'devlet adamlığının' en önemli misyonunun öncelikle halkı gözetmek olduğunu pek güzel anlatıyordu.
Kanuni, sefer dönüşünde İstanbul'a bir cami yaptırmak istediğini dile getirdi. Kurmayları, bu caminin dünyada eşi benzeri bulunmayacak büyüklükte ve güzellikte olması gerektiğini söylediler.
Rüstem Paşa atılıp "Ben gerekli incelemeleri yapar, en müsait yerleri tespit ederim hünkarım" deyince, Kanuni şöyle yanıt verdi: "Camiye öyle bir yer seçin ki, hiçbir kulumun evini gölgede bırakmasın..."
Kanuni iyi ki göçüp gitmiş de, şimdilerde İstanbul'da gökdelenlerin gölgelerinin camilerin üzerine düştüğünü görmemiş!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA