Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Kazın ayağı öyle değil

Hürriyet yazarı sevgili meslektaşım Cengiz Semercioğlu dün Kelebek'te tuhaf bir yazı kaleme aldı. 'Tuhaf' diyorum çünkü hem teknik, hem içerik olarak yanlış bilgilendirmeler içeriyordu.
Malum, bu yıl Kanal D'nin dizi ve programları tel tel dökülüyor. Cengiz mevcut reyting ölçüm sistemine güvenilemeyeceğini, TRT Çocuk kanalının listede haksız bir yer işgal ettiğini, kimsenin bu listeye bakıp da reklam vermemesi 'gerektiğini' empoze ediyor. Hatta işi bir adım daha ileriye götürerek, ATV ile TRT'nin işbirliği yapıp Samanyolu TV ve Kanal D'ye karşı cephe oluşturduğunu, dershaneler konusunda yaşandığını iddia ettiği çekişmesinin reyting listelerine de yansıdığını savunuyor.
Bu bağlamda Samanyolu TV CEO'su Hidayet Karaca'nın TİAK başkanlığının sona erdirildiğini, yerine ATV Reklam Grup Başkanı Ümit Önal'ın getirilmesiyle dengelerin değiştiğini, yani bir anlamda reyting ölçümünün manipüle edildiğini söylüyor.

TEKERE ÇOMAK SOKULDU
Beklentiden anlaşılan o ki, Kanal D'nin reytingleri düştüğünde reklamcılar kimseye reklam vermemeli. Kanal D'nin bir şekilde tekrar yükselişini beklemeli(!)
Bu, her şeyden önce serbest rekabet piyasasının gerçeklerine aykırı bir durum. Belli ki Kanal D ile STV'nin menfaat ortaklığı için yapılan planlar, TRT ve ATV'nin reytinglerinin yükselmesiyle suya düşmüş. Ve yine belli ki Kanal D cephesinde korku dağları sarmış, panik başlamış.
Gelelim TRT Çocuk kanalının ölçülmeye başlamasıyla ilk 100'de kendine yer bulamayan diğer kanalların programlarına...
Bir kere, herhangi bir kanal eğer ölçülmek istiyorsa, buna kimse engel olamaz. Kaldı ki TRT Çocuk, Hidayet Karaca'nın başkanlığı zamanında ölçülmek istemiş ve geri çevrilmiş de değil.
Ayrıca sevgili Cengiz de gayet iyi bilir ama nedense atlamış; reklamları ilk 100 listesine bakıp da vermiyorlar. Her programın 15'lik denilen ölçüm periyotları tek tek analiz ediliyor, hatta bir programdaki konuk değişiminden sonra ortaya çıkan reyting dalgalanmaları bile analiz edildikten sonra reklam inisiyatifi belirleniyor.
Ayrıca reklam inisiyatifi kullanılırken; hangi grup seyirciye hitap ettiği, ilk 100 listesinden çok daha önemli. Yani reklam pastasını dilimleyenler, Cengiz'in sandığı kadar 'ahmak' değiller.

TÜRKİYE ÇOK DEĞİŞTİ
Yazının 'sosyolojik' boyutu ise beni daha çok endişelendirdi. Cengiz kardeşim, memleketin 'bir bölümünü' fena halde aşağılamış. "Hayatına bir kere bile diş fırçalamayan adama diş macunu reklamı verilir mi?" filan demiş.
Ama Türkiye artık o eski Türkiye değil. Meslektaşıma, Doğu ve Güneydoğu'yu dolaşmasını tavsiye ederim.
4x4 ciplerin, en son teknoloji ürünü çamaşır ve bulaşık makinelerinin bu kentlerde nasıl 'su gibi' satıldığını, kentlerdeki Doğu insanın nasıl bir sosyal ve ekonomik statü sıçraması yaşadığını bizzat görmesini ve ondan sonra kalemine davranmasını öneririm.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA