Yukarıdaki tanımlama, 'şaşkınlık ya da korku nedeniyle kilitlenmek' anlamında kullanılır. Ama benim bu başlığı kullanma amacım farklı.
TV 8'deki Aramızda Kalmasın programının yorumcularından Fulya Kalyoncu -ki kendisi anaç tavırlarıyla biliniroğluna hediye olarak bir don almış. (Programda 'Don' sözcüğünü ısrarla 'iç çamaşırı' yerine kullandıkları için ben de kurguyu bozmak istemedim) Ancak çok ünlü bir firmadan alınan yüzde 100 pamuklu don, oğlana küçük gelmiş. Kalyoncu da donu, programdaki diğer yorumcu Jess Molho'ya hediye etmiş...
Jess, mevzuyu 'tüm ayrıntılarıyla' programda anlatınca tüm seyircilerle birlikte biz de bu ilginç hediyeden haberdar olduk. Jess şöyle dedi: "Ben hayatımda hiç bu kadar ünlü bir markanın donunu giymemiştim.
Bu nedenle içime değil, dışıma giyeceğim.
Bir gün beni programda kot pantolonumun üzerine don giymiş olarak görürseniz, şaşırmayın..." Şimdi neden 'dona kaldığımı' anladınız mı? (Programın adının 'Aramızda Kalmasın' olduğunu hatırlatıp don ile programın ismi arasındaki ilişkiyi de hınzır hayal gücünüze bırakıyorum!)