Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Ah İstanbul Kızı...

Kadına, çocuğa, engelliye şiddet zaten haber bültenlerinden yeterince soğumama neden oldu. Bir de bültenlerde ağzı dili olmayan hayvanlara yapılan şiddeti gördükçe, insanlığımdan soğur hale geliyorum.
Cumartesi akşamı herkes gibi ben de atının birinci gelmesi için onu ölümüne kırbaçlayarak bayıltan jokeyi öfke ile izledim. Şanlıurfa Hipodromu'ndaki yarışta bindiği İstanbul Kızı isimli atı adeta işkence eder gibi kırbaçlayan ve zavallı atın bitiş çizgisini geçer geçmez bayılmasına yol açan jokey Hışman Çizik'e 295 lira para ve 15 gün yarışlardan men cezası verilmiş. Ben olsam, jokeylik lisansını ömür boyu elinden alır, hatta bırakın hipodromları, hayvanat bahçelerine bile 500 metreden fazla yaklaşmasını yasaklardım. 'Resmi kumar organizasyonu' at yarışlarından zaten nefret ediyordum. Bu konuda pek çok yazı yazdım. Şimdi yine jokey kulüplerinden açıklamalar, kınamalar gelecek, biliyorum. Ama bir atı ölümüne kamçılayarak, mahmuzlayarak 'para ödülü kazanma uğruna' yarıştırmanın neresi spor, söyler misiniz?
Konkur biniciliğinin atçılık sporuna hizmet ettiğine ikna olabilirim. Ama hayvanları ağızlarından köpükler fışkırana kadar kamçılayıp yarıştırmanın, boğa güreşinden ne farkı var? Üstelik bu at yarışı denilen kumar illetinin, çevremde pek çok ailenin ocağını söndürdüğüne şahit olmuş eski bir Bakırköylü olarak, at yarışlarının yasaklanmasını istiyorum. İşte bu kadar net!..
Bir de... 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'ne bir gün kala, İstanbul Kızı'nın kamçı darbeleriyle bayıltılması, size de bir şeyler anlatmıyor mu?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA