Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

İnsan can kurtarmaktan niye vazgeçer?

Üç gündür kafam aynı soruyla meşgul:
Bir donör (verici) ilik vermekten niye vazgeçer?
Geçen hafta bültenlere iki benzer haber düştü. Uşak'ta yaşayan minik Alpaslan için tam umutlar tükenmişken, müjdeli bir haber gelmişti. Uygun donör bulunmuştu ve ilik nakliyle Alpaslan kan kanserinden kurtulacaktı.
Ama evde esen bayram havası yeni gelen haberle yerini mateme bıraktı; donör, ilik vermekten vazgeçmişti...
Manisa'da bir başka küçüğümüzün, Zeynep'in hayatı da lösemi yüzünden cehenneme dönmüştü.
Tek çare ilik nakliydi. Bir müjdeli haber de ona ulaştı.
Gelin görün ki, bir süre sonra o donör de ilik vermekten vazgeçti...
Tanıdığım doktor arkadaşlara danıştım. İlik vermenin donör açısından hiçbir ciddi tıbbi sakıncası yokmuş. Aklım bir türlü almıyor. Bir kişinin hayatını kurtarma fırsatı, insanın önüne yaşamı boyunca kaç kez çıkabilir ki? İliğin tutmuş, Yüce Allah sana 'Cana can katma' şansı vermiş. Düşünüyorum, bulamıyorum; bu fırsatı tepmek için nasıl bir mazeret olabilir?
Umarım, benim düşünmediğim, düşünemediğim bir mazeretleri vardır.
Bu iki olay, bir 'önlem' alınması gerekliliğini bana hatırlattı. Uygun donör bulunduğunda, o kişiden ilik ya da organ bağışı yapacağına dair mutlaka 'yazılı muvafakat' alındıktan sonra hastaya 'müjde' verilmeli. Vazgeçmenin mutlaka hukuki ve maddi yaptırımı olmalı. Aksi halde uğranılacak psikolojik yıkımın telafisi yok.
Düşünsenize; bir hafta önce siz ve aileniz hayattan umudunuzu kesmişsiniz. Derken, muazzam bir müjde ile gönlünüz yeniden kanatlanıyor. Ama birkaç gün sonra bu kez daha büyük bir hızla uçurumun dibine doğru yuvarlanıyorsunuz.
Bir değil, iki kere ölmeye yürek mi dayanır?
Neyse ki ben bu olayları görüp de tam insanlıktan umudu kesmeye hazırlanırken, ülkemin hayırsever insanları hemen imdadıma yetişiyor. Öyle bir güzellik ortaya koyuyorlar ki, hepimize 'İnsanlık ölmemiş' dedirtiyorlar. Ruhumu çitileyen haber bu kez Adana'dan geldi. Beyin kökünden ur alınan minik Nehir'in iyileşebilmesi için doktorlar anne sütünün faydalı olacağını söylemişler.
Bunun üzerine aile, sosyal medyada bir kampanya başlatmış. Binlerce anne, sağdıkları sütlerini Nehir'e ulaştırmışlar. Anne sütünün mucizevi etkisi ve Allah'ın hikmeti işte; Nehir'in kayan gözü düzelmiş, güçsüz kolu kuvvetlenmiş, yürüyemezken, koşmaya başlamış...
Bir yanda insanlığından dönen donörler, diğer yanda anne sütünden Nehir'ler...
Kalplerimiz bir durup bir atmaya daha ne kadar dayanacak acaba?

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA