Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Güneydoğu’ya bahar geldi

Mesajlarla yüklü bir seçim oldu. Seçmen, hemen her partiye güçlü ve anlamlı mektuplar yazdı.
Pek çok seçimde olduğu gibi parti liderlerine göre yine 'kaybeden' yoktu. Herkes kendi zaferini ilan etti. Gelgelelim, matematik yoruma açık değildir. AK Parti iktidarı ve Cumhur İttifakı seçmenlerin yüzde 52'sinin oyuyla, belediyelerin yüzde 73'üne sahip olarak bir kez daha çoğunluğu temsil etme hakkını elde etti.
Bana göre bu seçimin en önemli mesajı, Güneydoğu'da 'kale' olarak gördükleri beş önemli kenti kaybeden, oyu bir önceki seçime göre yüzde 11'den yüzde 4'e gerileyen HDP ve onun yeraltındaki uzantısı PKK'ya gitti. Güneydoğu'daki Kürt kökenli kardeşlerimiz, yıllardır üzerlerindeki PKK baskısının azalması, kayyumlarla gelen gerçek hizmetin ayaklarının altına serilmesi ile rahatladı. Oyunu 'özgür' olarak kullanmanın keyfini yaşadı. 'Artık kan, şiddet, baskı görmek istemiyoruz.
Bizim temsilcimiz asla PKK terör örgütü olamaz' mesajını en açık şekilde verdi. Cumhur İttifakı'nın seçim sürecinde altını özenle çizmeye çalıştığı 'beka vurgusu' en çok, bu sorunla hayatının her aşamasında, her gün yüz yüze kalan Güneydoğu insanından karşılık gördü.
Liderlere bakılırsa herkes kazandı ama bana sorarsanız seçimin iki büyük mağlubu vardı. Biri HDP, diğeri ise İYİ Parti'ydi. Meral Akşener, kendine rakip olarak gördüğü Devlet Bahçeli'nin MHP'si il bazında belediye başkanlığı sayısını 7'den 12'ye çıkartırken, tek bir belediye başkanlığı bile kazanamamanın izahını nasıl yapacak, doğrusu çok merak ediyorum. Ama belli oldu ki, İYİ Parti seçmeni, sokakta görse selam vermeyeceği, ıssız adaya düşse tek kelime konuşmayacağı kişilerle ittifak yapılmasını hazmedemedi. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun memleketi, CHP'nin eski kalesi Tunceli'de Türkiye Komünist Partisi adayının kazanması ise Kılıçdaroğlu'nu rahatsız etmiş midir acaba?
Cumhur İttifakı oylarının büyük şehirlerde görece gerilemesinin sebebi ise, bana göre kampanyaların doğru konumlandırılamamasından kaynaklandı.
AK Parti'nin en önemli silahı, bugüne dek ortaya koyduğu ve vatandaştan büyük destek gören belediyecilik ve bayındırlık hizmetleriydi. Siyaset odaklı kampanya yerine hizmet odaklı, 'Yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır' türünden bir kampanya sürdürülse, yeni projeler daha detaylı ve net bir şekilde ifade edilebilse, ittifak büyük şehirlerde seçmene derdini çok daha iyi anlatabilirdi diye düşünüyorum.
Seçim ekranına gelince...
TVnet kanalı, son seçimlerde olduğu gibi yine yasağı deldi.
Saat 18.10 itibariyle seçim sonuçlarını ekranına taşımaya başladı. Atv-a Haber ortak yayını ise hem görsel uygulamaları, hem de içeriğiyle fark yarattı. 150 ayrı noktadan yapılan canlı yayının aktarıldığı dev barkovizyondaki petekler, ekrana sığmadı. İlçe bazındaki sonuçlar bile an be an alttan akıtılan bantta yer aldı.
Günün sürprizi ise Kanal 7'den geldi. Seçimlerin yapıldığı pazar gününün sabahında Kanal 7'nin ekrana getirmek için tercih ettiği filmin adı 'Binali' idi. Film, terör örgütüne hizmet etmemek için dağa çıkan Binali adlı bir gencin hikayesini anlatıyordu.
Son söz: Seçim derdi bitti, geçim derdi başladı. Şimdi sessizce evlerimize dağılıp işimize gücümüze bakalım.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA