Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Gülmeye hasret kaldık

Bir yanda pandemi, diğer yanda giderek çetin hale gelen ekonomik şartlar, şiddet, vahşet, felaket derken toplum olarak gülmeyi hepten unuttuk. Oysa insanoğlunu diğer canlılardan ayıran, Allah'ın bizlere bahşettiği en güzel, en anlamlı meziyet değil midir gülmek? Kahkaha, ruhun yelpazesidir. Türlü kasveti, umutsuzluğu dağıtıp, havaya karıştırır...
Bu girişi niye mi yaptım? Altın Kelebek'te 'komedi dizisi' olarak Çok Güzel Hareketler Bunlar'a ödül verilmesindeki 'çaresizliği' gördüm de ondan... Sakın ola ki, Çok Güzel Hareketler'i, Güldür Güldür'ü hafife aldığım sanılmasın. Ama onlar 'dizi' değil, program. Çeşitli konulardaki komik piyeslerin birbiri ardına yayınlandığı birer yapım. Oysa dizinin bir 'senaryo bütünlüğü' ve birbirini takip eden bir 'konu örgüsü' olması gerekir. Gelin görün ki memlekette komedi dizisi yapan da, yayınlamaya niyet eden de yok. Leyla ile Mecnun, Exxen gibi kuytu bir köşeye saklanmış. Başka?... Yok... (Sosyal medyadan takip ettiğim kadarıyla Gülse Birsel, bu aralar bir senaryo yazıyor ama film mi, dizi mi bilmiyorum. Tek umudum onda...)
Pandemi ile beraber doğru dürüst film de çekilmiyor ki, şöyle sinemaya gidip kahkahalarla rahatlayalım. Çekilenler de televizyon kanallarının boş günlerini doldurmayı hedefleyen dolgu malzemelerinden başka bir şey değil. Cem Yılmaz, Şahan Gökbakar, Ata Demirer, Şafak Sezer özlendi. Hem de fena halde. Belli ki doğal şartların etkisinde kalıp, onlar da kendi içlerine kapandı. Hepimizin yüzü mahkeme duvarı.Şöyle iki saatliğine bile olsa hayatın zorluklarını unutmaya, kahkaha atmaya, rahatlamaya ihtiyacımız var. Yalnız ve güzel ülkeme acil bir 'komedi seferberliği' lazım. Komik adam ve kadınlar, sokun artık elinizi şu taşın altına...

Aleyna Solaker'in büyüsü
Daha Kırgın Çiçekler'de oynayan 'çaylak' bir oyuncuyken adının yanına uğurlu tik'imi atıp, bu köşede yeni bir oyuncunun doğuşunu müjdelemiştim. Sonra Hizmetçiler'de rol aldı. Son olarak Star TV'nin dizisi Benim Hayatım'da resmen döktürüyordu. Dizi geçen hafta final yaptı ama benim aklımda sadece o kaldı: Aleyna Solaker... Dizideki birbirinden ünlü, yetenekli ve tecrübeli oyuncular arasında ezilmek şöyle dursun, ışıl ışıl parlayan Aleyna'nın, önceki hafta babasının omzuna başını yaslayarak ağlayıp sitem ettiği bir sahne vardı ki beni benden aldı.
Ertesi gün gerçek babası, değerli dostum ve meslektaşım Hakan Solaker'i arayıp sıkı sıkı tembihledim: "Söyle o kızına, bir daha ağladığı sahnelerin olduğu bölümler öncesinde bana haber versin de izlemeyeyim..."

Beterin beteri var
National Geographic'teki yeni tiryakiliğim, Salgın: Şarbon adındaki belgesel/drama... O zamanki büyük travma nedeniyle arada kaynamıştı. 11 Eylül saldırılarından sadece üç hafta sonra ABD büyük bir terör saldırısıyla daha uğraştı. Sürekli El Kaide Lideri Usame Bin Ladin'i hedef alan bir yayın grubuna zarf içinde şarbon içeren tozlar gönderildi. Birçok kişi hayatını kaybetti ya da son anda hayata tutunabildi.
Salgın: Şarbon adındaki yapım da o günlerde bir FBI ajanının failleri bulmak için verdiği mücadeleyi anlatıyor. (Pazar akşamı 21.00'de yeni bölüm, perşembe 12.30'da ise tekrarı yayınlanıyor)
Pandemiyle birlikte anladık ki, ne kıtalararası balistik füzeler, ne ışın topları... Şu an için dünyanın en tehlikeli silahı, virüsler... Bir ülke, aşısı elinde bulunan bir virüsü düşman olduğu ülkelere bulaştırdığı taktirde 'çaktırmadan' üçüncü dünya savaşını başlatabilir. Belgeselin tüylerimi diken diken etmesinin nedeni de işte bu ihtimal.
Nükleer savaş, soğuk savaş, asimetrik savaş, biyolojik savaş... Mücadele etmemiz gereken ne çok musibet var, değil mi?..

Gaf kürsüsü
Beylikdüzü'ndeki düğünde damadın boynuna para yerine pompalı tüfek astılar. Biz de hâlâ bu sütunlarda havaya ateş açanlara düğün magandası deyip duralım...

Zap'tiye
Adana doğumlu Deniz Burnham, 12 bin kişi arasından NASA'nın 9 kişilik astronot ekibine seçilmiş. Bir rüyamız daha gerçekleşiyor: Mars'ta mangal kokusu...

Ne demiş?
"Sahnede dekolte giyip bedenini teşhir edenler psikolojik bir vakadır. İnsanlar kendine çekidüzen vermeli." (Türkücü Seher Dilovan'ın sözleri)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA