Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Bir yıldız doğuyor: Mira

Osman Sınav sadece fenomen diziler yaratmakla kalmıyor. Dizilerinde yer verdiği isimsiz oyunculardan yıldızlar da yaratıyor.
atv'nin kısa sürede tiryakilik yaratan dizisi Yalnız Kurt'ta bir karakter var: Adı Mira... Ya da uzun ismiyle Semiramis Myers Hanzade. Aslen ABD vatandaşı. Paralel yapılanmanın özel ulağı gibi bir şey. Üstten aldığı emirleri, alt kadrolara ulaştıran bir iletişim hattı gibi çalışıyor. Son derece soğuk ve acımasız.



Sözleri adeta birer kurşun gibi. Ona bağlı çalışan Nizam ve Doğan kendisinden çok çekiyorlar. Mira bütün o buz gibi görüntüsüne rağmen erkeklere karşı zaafı olduğunu saklamıyor. Kendisini üstlerine hizmet eden "gönüllü bir kukla" olarak nitelemekten de kaçınmıyor.
Mira'ya ustalıkla hayat veren oyuncu Yaprak Medine'nin yanına çoktan uğurlu tik'imi attım bile. Hem dizideki yeri ve ağırlığının artacağını hem de bundan sonra onu başrollerin bekleyeceğini söylemek kahinlik olmaz.

Zeytinlere kıymayın efendiler!
Zeytin ağacı kutsaldır. Zeytin dalı, barışı simgeler. Zeytin, havadaki nemi dönüştürdüğü için dikili olduğu yerlerde rutubet olmaz. Yaprağının ekstratı, kolesterolü ve bazı kanser türlerini tedavi eder. Nasıl oluyor bilinmez ama insanı sakinleştirir. İnanmıyorsanız bir kitap alıp, zeytin ağacının gövdesine yaslanarak okumaya başlayın. Ruhunuzun nasıl dingin hale geldiğine siz bile inanamayacaksınız.
Zeytine olan büyük aşkım ve derin saygım bana bir dönem şiir bile yazdırmıştı. Nazım Hikmet'in "Ben bir ceviz ağacıyım, Gülhane Parkı'nda, ne sen bunun farkındasın ne polis farkında" dizelerinden esinlenerek birkaç mısra karalamıştım. "Şimdi tam zamanıdır" diyerek paylaşıyorum:



ZEYTİN AĞACI
Başım köpük köpük bulut, içim dışım engin,
Ben bir zeytin ağacıyım Altınoluk'ta,
Budak budak, şerham şerham ihtiyar bir zeytin.
Ne sen bunun farkındasın ne baltalar farkında.
Ben bir zeytin ağacıyım Altınoluk'ta
Yapraklarım yerde çöp gibi kıvıl kıvıl
Tanelerim yere düşmüş altın gibi pırıl pırıl
Devirdiler toprağın üstüne paldır küldür
Gel de şimdi beni ekmeğinin üstüne sür
İhtiraslı ellerle dokundular her dalıma
Oydular çelik hızarla yapraktan gözlerimi
Yüz bin gözle seyredecektim oysa güzel Körfez'imi
Bilmem şimdi hanginiz haykıracak son sözlerimi
Ben bir zeytin ağacıyım Altınoluk'ta
Ne sen bunun farkındasın ne baltalar farkında.

Aymazlığın bu kadarı...
NATO Genel Sekreteri Stoltenberg'in basın toplantısını hayret ve dehşetle izledim. Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş için "Bu daha bir şey değil, daha kötüsünü göreceğiz. Büyük bir yıkım olacak" dedi.
İyi de birader, o zaman NATO niye var? Kuzey Atlantik Paktı, ABD ve Avrupa'yı doğudan gelecek saldırılara karşı korumak için kurulmadı mı? İşte tehdidin, tehlikenin ağa babası. Adam Avrupa'nın göbeğinde istediği her ülkeye girebilme, demokrasilerini yok edebilme gücünü ve yetkisini kendinde görüyor. Böyle giderse sıranın Moldova'ya, Polonya'ya, İsveç'e, Finlandiya'ya hatta Türkiye'ye gelmeyeceğini kim söyleyebilir?
Ben zaten NATO'nun sadece bir kısaltmadan ibaret kaldığını Kilis'e Suriye'den füzeler yağarken anlamıştım. Korkum, bu basiretsizliğin Putin'i daha da cesaretlendirecek olması.

Gaf kürsüsü
Koskoca profesör Hasan Köni, Habertürk canlı yayınında ne dese beğenirsiniz! "Bizim erkekler Ukraynalıları bekliyor ama onlar Avrupa'ya gidiyor."

Zap'tiye
Değeri bu kadar arttıktan sonra günebakan (Ayçiçeği), çiçekçilerde fiyakalı buketler halinde satılır mı acaba?

Ne demiş?
"Herkes rezil olsun. Rezil olmayı herkese tavsiye ediyorum." (Sosyal fobi sahibi olduğu için yemekhaneye giremeyen, toplu taşıma kullanamayan Milyoner yarışmacısı Sena Nur'un sözleri)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA